Sadrettin Kuşoğlu
Kosta
Bugün Hetagatı Kosta'nın doğum günü. Oset olupta "Kosta da kimmiş" diyenlerin ayıbını onlara bırakarak, Kosta'nın biyografisi dışında bir şeyler yazmak istedim. Ne yazacağımı düşünürken, Kosta'nın bir resmine takıldım. Kosta bir pencerenin önünde ayakta duruyor, sol elini alnına dayamış, derin düşüncelere dalmış bir şekilde pencereden dışarıyı seyrediyor. Bu resim beni de bir takım düşüncelere götürdü, Kosta bu resimde bana göre sanki şunları düşünüyordu.
"Anadilimizi unutmaya başladık, Herkes şikayet ediyor ama herkes bir başkasının bunu çözmesi gerektiğini düşünüyor. Bu dil unutulursa bizler, tarihe bu utanç verici durumla mı geçeceğiz? "
"Kültürümüz elden gidiyor, Bizi biz yapan tüm değerler hızla yok oluyor, Afrikalı bir kabile kadar bile kültürüne sahip çıkmayan insanlarımızın sayısı sürekli artmakta"
"Yüzyıllara dayalı, ve başkalarınca özenilen bir kültüre sahip iken,bunları terk etmek bizi nereye götürecek ?"
"Kültürümüzü kaybetme konusunda yaşadıklarımız, çağın getirdiği ve kaçınılmaz kaderimiz midir? Eğer öyleyse bu kaçınılmaz kader niye atalarımızı etkilemedi de bize böylesine güçlü bir miras bıraktılar? Biz bu mirası niye bu kadar kısa zamanda erittik?
Yazılacak daha çok düşünce var.
Sanırım hepimiz Hetagatı Kosta'nın düşüncelerini dert etmeliyiz.
Sözlerimi, Kosta'nın "Dodoy" şiirinden bir kıta ile ile bitiriyorum.
"Heyhat... İtiliyoruz uçurumlara
Horlanıyoruz, saygı beklerken
Kayalar bile inliyor ızdırabından
Gayret etsin birileri, Yok oluyoruz"