OSET DİLİ VE EDEBİYATI
Oset Edebiyatı
1905-1907 DEMOKRATİK BURJUVA DEVRİMİNDEN 1917 BÜYÜK SOSYALİST DEVRİMİNE KADAR OSET EDEBİYATI-BASIN VE YAYINI
1905-1907 ilk demokratik burjuva devrimi tüm Sovyet halklarını derin uykusundan uyandırmış, hareket Kafkas dağlarının en ücra köşelerine kadar dayanmıştı.
Osetya'da fakir toprak işçilerinin mücadele saflarına katılıp sömürüye karşı örgütlenmeye başlaması uzun sürmedi. Oset aydınları halkı aydınlatma uğraşı veriyor, Oset dilini ve edebiyatını geliştirmeye çabalıyorlardı. Osetya'nın aydın okumuş kadın ve kızları da bu harekete katılmakta gecikmediler.
Bu dönemin güçlü kalemlerinden GEDİYATI SOMAK, BAYATI ÇERMEN ve URUYMEKTI HOŞZAV'ı sayabiliriz. Devrimci kıpırdanış beraberinde politik düşünce ve okur-yazar oranında hızlı bir artış getiriyordu. Zamanla ağızdan ağza yapılan propaganda yetmez oldu ve dergi gazete gibi araçlara gereksinim duyuldu. Bu döneme kadar Kafkaslılar okuyup yazmaktan mahrum değildir. Fakat kendi dillerine özgü bir alfabeleri yoktur.
1905-1907 yılları arasında bildiri şeklinde ilk Oset yazışması başlar. Bu küçük bildiriler Oset basın ve yayınının ilk temel taşlarını oluşturdular diyebiliriz. Oset diliyle 1870'li yıllardan itibaren çeşitli yayınlarla halka gidilmek istendiği ve bu yolla mücadele edildiği bilinmektedir. Fakat başarılı olunmamıştır. Bu dönemde mücadele eden yazarları şöyle sıralayabiliriz: Ardaşentı ALİHAN, Şoğitı DRİŞ, Mihail KPİANİ ve başkaları.
1905-1907 yıllarında çıkarılan bildirileri gazete ve dergiler izlemeye başlar. Oset kültür ve edebiyat tarihinin temeli bu dönemde atılmıştır. İlk Oset Gazetesi 23 Temmuz 1906 yılında çıkarılır. İsmi İRON GAZET (Oset Gazetesi) dir. Gazete Osetya'nın başkenti Orjonikidze'de sadece 500 tirajla haftada iki kez çıkartılıyordu. Fakat uzun ömürlü olmadı. Yönetime aykırı yazılar yazdığı için kapatıldı. Bir yılda sadece 9 defa yayınlanabildi. Halk iyiden iyiye sömürüldüğünün farkındaydı, göz açtırılmıyordu. Büyük bir hoşnutsuzluk almış yürümüştü. Toplum ileriye değil geriye götürülüyordu. Gazete bu tip şikayetleri dile getiriyor, hatta bu yönetimin devam edemeyeceğini yazıyordu.
Gazete bunların yanında çeşitli edebi eserlere yer veriyor hikaye ve şiirler yayınlıyordu. Dönemin yazarlarından GEDİYATI SOMAK'ın yazılarına ve KOSTA'nın şiirlerine geniş yer veriyordu. Büyük Oset şair ve düşünürü Hategkatı KOSTA'nın şiirleri ilk defa bu gazetede yayınlanmıştır. Gazete Kosta'nın şu şiirini yayınlamıştır: KATAY, EĞŞİNİ LEG, RAGON NERTON LEGAV JARIN KU JONIN.
Gazete, ikinci kez 8 Mart 1907'de Tiflis'te Yeni Yaşantı (NOG SARD) adıyla çıkarılır. İlk gazeteyle karşılaştırıldığında önceki kadar politik olmadığı görülür. Genellikle kültürel konular işleniyor, okullardan okumaktan bahsediyordu. Yine de zaman zaman politik konulara el atıyordu. Moskova'da yayınlanan Pravda Gazetesi'nden çeviriler yaparak halkın yaşantısını göz önüne seriyordu. Kosta'nın henüz yayınlanmamış şiirlerinden bazıları bu gazetede yayınlanır. Bilhassa en tanınmış şiiri DODOY ilk kez bu gazetede yayınlanmıştır.
Gazete 75. ve son sayısını 31 Aralık 1907'de yayınlar ve kapanır. Kosta'nın yanında Gediyatı Şeka ve Gediyatı Somak'ın şiirleri de yayınlanır. Yabancı dillerden çevrilen bazı şiirler Oset diliyle tanıtılır.
Gazetenin özellikle 14. sayısında sert bir dil kullanıldığı gözlenir. Fakir toprak işçilerinin mücadeleden dönmeyecekleri, yönetimden memnun olmadıkları, gerekirse yönetimi zor kullanarak kaba kuvvetle değiştirebilecekleri vurgulanır. Oset halkı adına konuşarak, halkı sert kayalara benzetir. Fazla üzerlerine gidilirse çok şeyler yapabileceklerini yazar. Gazete köylere ulaşamadığı için köylerden başkente akın akın gazete almaya gelen halkın tutumu o dönemde ilginçtir.
1907'de bugünkü başkent Orjonikidze'de (o günlerde Orjonikidze'nin başkentlik sıfatı yoktu, adı da Zevcigev idi) AKIL (Jond) ismiyle ilk Oset Mecmuası çıkarılır. Bu mecmua çıktığında halkın kültürel yönden ilerlemesini kendisine gaye edinmiş, politik konulara el atmamıştır. Mecmua, hikaye, makale, ve şiirlere geniş yer veriyordu. Kosta'nın şiirleri bu mecmuada da yayınlanır. Bunun yanında GEDİYATI ŞEKA'nın makaleleri, KOÇIŞATI ROZE'nin komedisi; GEDİ LEG (Yalancı Adam) gibi yazılar çıkar. Birçok şiirler yayınlanır.
1909'da (Zevcıgev) Orjonikidze'de (Orjonikidze'nin Zevcigev isminden sonraki ismi Viladikafkas'tır. Daha sonra Orjonikidze olmuştur. Orjonikidze ünlü bir devlet adamının ismidir.) HABER (Habar) adıyla üçüncü Oset gazetesi çıkarılır. Diğer Oset gazetelerinin aksine bu gazete Oset dili haricinde Rusca yazılar da yayınlıyordu. Diğer gazetelere nazaran az popilikti. Kültürel konuları işliyordu. Edebiyatla yakından ilgileniyordu. Çeviriler yapıyor, şiirler yayınlıyordu. TOLSTOY'un yazılarını yayınlıyor, başka Rus yazarlardan da çeviriler yapıyordu. MAKSİM GORKİ'nin "Kartalın Türküsü" adlı eseri önce Rusca sonra MAMİTİ STEPHAN'ın çevirisiyle Asetince yayınlanır. Gazete Temmuz 1909' da kapandı.
1910 yılında KALAÇTA (bugünkü Tiflis) ikinci Oset Mecmuası EFŞIR (Başak) çıkarılır. Efşır'ın Redaktörü KOÇOYTI ARŞEN'dir. Mecmua her konuda yazılar yazıyordu. Hikaye, makale, şiir ve günlük haberlere kadar yayın yapılıyordu. İki yüzlülere, dalkavukçuluk yapanlara verip veriştiriyordu. Kadın haklarına ilişkin geniş yazılar yazıyordu. Profesyonelce yönetilen mecmuanın Oset edebiyatına büyük yararlılıkları olmuştur. Politik konulara el atmamasına rağmen sadece 13 sayı çıkarabilmiştir.
1912'de Petersburg'da BRİTİATI ELBIZDIKO'nun redaktörlüğünü yaptığı HURI TIN (Güneş Işığı) adıyla başka bir mecmua çıkarılır. Mecmua kültürel konulara değinmekle birlikte tam bir politika mecmuasıdır. İşçi haklarını savunuyor, yönetimi ağır bir dille eleştiriyordu. Mecmua Lene Irmağı'na atılan işçilerin intikamına ilişkin yazarken aynı zamanda Oset Dili ve Edebiyatı hakkında da güzel yazılar yayınlıyordu. Ne yazık ki uzun ömürlü olamadı ve sadece 3 sayı çıkarabildi.
1911-1916 yılları arasında kilise desteğinde aralıklarla çıkarılan ÇİRİŞTON SARD (Hıristiyan Yaşantı) adlı mecmua yayınlandı fakat ilgi göremedi.
Oset gazete ve mecmualarının kısa ömürlü oluşunun önemli iki nedeninden biri yönetimin yasaklaması, bir diğeri ise ekonomik güçsüzlüktür. Yayınları devam ettirmekte parasızlık yüzünden büyük zorluklar çekilmiştir. Bu dönemlerde halkın aydınlatılması ve kültürel açıdan bir hayli mesafeler alınmış, ilerisi için kültür yatırımı yapılmıştır. Oset diliyle uğraşanların bazıları hapsedilmiş veya sürgüne gönderilmiştir.
1905-1917 Sovyet devrimine kadar olan dönemde Oset yazarlarının birçoğu aktif bir şekilde yerlerini alırlar. Dönemin yazarlarından TUĞANTI BATIRBİY'in yazıları ve çevirileri ilgiyle okunur. Fransız devrim şarkısı MARSELİZE bu dönemde Oset diline çevrilmiştir. 1906 yılında ölen ünlü Oset şairi Kosta'nın şiirleri bu dönemde halka tanıtılmış, Oset dili ve edebiyatının temel taşları bu dönemde atılmıştır. SEGOLTI GEORGİ'nin topladığı birçok şiir OSETİNSKİ MOTİF adı altında 1907'de Orjonikidze'de basılmıştır.
1907'de ilk Oset kadın yazar ROZE tarafından yazılan "Yalancı Adam" (Gedı Leg) isimli komedi türü piyesi ilginçtir. Yazar eserinde yalancı, dalavereci birinin fakir, gariban, saf biriyle nasıl dalga geçtiğini, kirli emellerine nasıl alet ettiğini tüm ayrıntılarıyla işler. Roze, pek çok makalesinde de genç kızlara, kadınlara seslenerek başlık parasına karşı çıkmalarını, kendilerini sattırmamalarını öğütler.Yine bu döneme ait birçok dramaya rastlamak mümkün. Bunlardan BRITIYATI ELBIZDIKO'nun "İki Bacı" (Duvve Hoy), KOSOYTI ARŞEN'ın "Sevka ve Fırka" ve başka pek çok eser sayılabilir.
Ünlü yazarlardan GEDIYATI SOMAK politikayla yakından ilgilendiği için 1908'de tutuklanıp hapsedilir. 2 yıl cezaevinde kaldıktan sonra 1910 yılında Sibirya'ya ömürboyu sürgüne gönderilir. Dönemin diğer yazar ve çizerlerinden şunları sayabiliriz: ĞOROTI DAVUT, TOKATI ALİHAN, KUBALTI ALİKSANDR, TUĞANTI BATIRBİY, MALİTI GEORGİ, TLATTI ĞOĞ.
O günlerde tüm dünyada olduğu gibi Oset Edebiyatının da metodu Kritik Realizm'di. Oset Edebiyatı gücünü bir yandan kendi içinden alırken, diğer yandan da Rus edebiyatını taklit etmiş, çeşitli dünya edebiyatlarından etkilenmiştir. 1917 devriminden sonra ilk Oset edebiyatçılarından şu isimleri sayabiliriz; GULUTI AKNDREY, NİGER, BAĞERATI ŞOJIR.
1920-1930 YILLARINDA OSET EDEBİYATI
1920'lerden sonra Oset Edebiyatı hızla gelişmeye, rahatlamaya başlar. O tarihlerde bazı çevreler sosyalizmi kabullenemiyor, kapitalist sisteme dönebilmek için bütün güçleriyle mücadele ediyorlardı. Osetya'da sosyalizm yavaş yavaş yerleşip güçlenmeye başlayınca kapitalistler burada barınamayacaklarını anlayıp Gürcistan'a geçtiler. "Yeni Yaşantı" isimli gazeteleriyle burada bir müddet daha mücadele verdikten sonra ülkeyi terk ettiler. Gazetede böylece kapanmış oldu.
Devrim öncesi ve devrimi takip eden ilk dönemlerde birçok yazar-çizer gerçek kimliklerini ortaya koyamamışlardı. Fakat kısa bir süre sonra edebiyat tarihine yeni yeni isimler katılmaya başladı. Bunlardan BIRAKTI GİNO, SATTİYATİ ALİKSANDR, BAĞERATI ŞOJIR, GULATIŞ OSIRIKO'yu sayabiliriz. Gürcistan'dan sonra ülkeyi terk edenlerden ise şu isimleri sayabiliriz: KUBALTI ALİKSANDR, TLATTI ĞOĞ, BAYATI GAPPO, SELIKKATI AHMET.
GEDİYATI SOMAK devrimden sonra Sibiryada'ki sürgünden dönerek edebiyat alanındaki çalışmalarına başlar. 1920'lerden sonra Osetya'nın ilk gazetesi KERMEN'dir. Gazete politik ve kültürel alanlarda yönetimin lehine yazılar yazar. Redaktörü BARAĞTI GİNO idi. Gazete birçok dillerden çeviri yayınlar da yapıyordu. Başlıca Yazarları: BUTATI GAZİBEK, SOMAK, GULITI ANDEY ve BECIJATI ÇERMEN'dir. Gazetede her tür şiir yayınlanıyordu. Birçoğu edebi değer taşımadığı halde basılıyordu. Çünkü halk şiirinden yana fakir olduklarını bilen gazete yöneticileri edebiyatın gelişmesi uğruna gelen hiçbir şiiri geri çevirmiyorlardı. Hemen ardından da eğitici amaçlı eleştirilerini yapıyorlardı.
Mart 1923'te "Doğruluk" (Raştzinat) adıyla yeni bir gazete çıkarıldı.(Raştzinad bugün de faaliyetini sürdürmektedir). Gazete bugün de olduğu gibi sık sık edebiyat sayfaları açıp, edebiyatın gelişmesine yardımcı oldu. 1928-1931 yılları arasında da ayda bir İLERİ isimli bir ilave çıkarmıştır. İleri'de SOMAK, NİGER, GULITTI ANDREY, ĞAMBERDİYATI MISOŞT, BOTİTI BARON, GAYTIĞTI GEOR, MAMŞIRAT DEBE, ZEŞTI KUZEG, MANAYTI SERGEY gibi yazarların şiirleri sık sık yayınlanırdı. İleri, GEDİYATI SOMAK'ın 1931'de ölümünden sonra bir daha yayınlanmaz.
Ocak 1924 Güney Osetya'da HURJERIN adlı yeni bir gazete çıkarılır. Kısa bir süre sonra ismi MOMÜNİST olarak değiştirilir. Günümüzdeki ismi SOVYET OSETYASI'dır. Bu gazete de Oset Edebiyatıyla yakından ilgilenmiştir. 1925'te PİONER SÖZÜ adıyla 1926'da GENÇLİK GAZETESİ (Nogzavtı Gazet) adıyla başka gazeteler de çıkarılır. 1929'da çıkarılan ve yayın hayatı günümüzde de sürdürülen FİDİVEG adlı edebiyat ve magazin gazetesi edebiyat alanında önemli adımlar atmıştır.
Periyodik bir şekilde çıkarılan bu gazete ve mecmualardan başka çeşitli almanaklar yayınlanır. Bunların en önemlisi MALUŞEG'dir. Kosta'nın Rusca yazdığı ZEBİDIRZUAN adlı eseri burada Oset diline çevrilerek yayınlanır. Bunun yanında GEDİYATI ŞEKA'nın "AJAY", BRİTİYATI ELBIJDIKO'nun draması "İKİ BACI" (DUVVE HOY), KOSOYTI ARŞEN'in "AVCILAR" (SIVANENTE), SOMAK, ANDREY, MALİTI GEORGİ, HATEGATI DAVİT, EBATI ŞAMİL, TOKATI ALİHAN gibi yazarların eserleriyle Rusca'dan çeviriler almanaklar yayınlanır. MALUŞEG Almanağına işlenen temalar politikaya karıştırılmadan cesur bir şekilde aktarılmıştır. Birçok eserde görüldüğü gibi burada rejime yağcılık yapılmamış, Osetlere ait anılar sadece Osetlere maledilmiş, birer hazine gibi tanıtılmıştır.
1925 yılında Moskova'da çalışan ve öğrenim gören Oset aydınları JİV adıyla bir edebiyat grubu oluşturdular. Grup KOŞIRATI ŞERMET, BUTATI GAZIBEK, GULATI ŞOZIRIKO gibi aydınlar öncülüğünde Almanak çıkarmaya karar verir. Biri 1925, diğeri 1927'de JİV adıyla iki kitap yayınlarlar. Bu tarihlerden itibaren Oset diliyle Oset yazarların eserleri bireysel olarak yavaş yavaş çıkmaya başlar. Yazar-çizer grubuna yeni isimler katılmaya başlar.
Yirmili yıllarda Oset edebiyatında gözle görülür bir gelişme kaydedilir. O günkü eserler rejimden, siyasetten pek bahsetmezler. Genellikle tarihe ilişkin olaylar, hikaye, masal ve duygusal konular işlenir.
1930-1940 YILLARINDA OSET EDEBİYATI
1930'lardan itibaren Oset edebiyatı yeni bir boyut kazanır. Dışa açılım başlar. Yazarlar kendi kabuklarından çıkarak tüm Sovyet halklarının yaşantılarıyla ilgilenmeye başlarlar. Bu arada epik eserler hızla çoğalmaya başlar. Şiir, hikaye ve roman türünde önemli adımlar atılır. Bunlardan BOZİTI BARON'un romanı ŞAŞT REĞIŞ (Kırık Omuz), KOSOYTI ARŞEN'in masal türünde CANASPİ, MAMŞIRATI DEBE'nin romanı VEJJAV OPERAS (Ağır Operasyon), FERNİON KOSTA'nın VADI VINER (Koşunun Yankısı) ve bazı hikaye, masal türleri en ünlüleridir.
Yazarlar günlük yaşantının yanında insan karakteriyle yakından ilgilenmeye başlarlar. 1930 ve 1932'lerde otuza yakın kitap basılır. Bunlardan bazıları: FERNİON KOSTA'nın JEY (Çığ), KAMBERDİYATI MIŞOŞT'ın SİN (Sevinç), HUTİNATI SIPPU'nın ŞİDT (Davet), GAYTIĞTI GEON'ın ŞİDT TOĞME (Savaşa Davet), MAMŞIRATI DEBE'nin FISSAG KAĞSEFTE (İlk Adımlar), EPĞITI TETERİ'nin FISGE DUG (Kaynayan Bölge), GEJJATI SOSLAN'ın FAT (Ok), PLİTI HARİTON'un SEĞERTE (Kıvılcımlar), BOSİTI BARON'un TOĞI VILENTE, GOROTI GAJIBEG'in ENDON JELLANĞ (Çelik Yankı), PLİTI GRİŞ'in BAJIRCIN AJTE (Kanatlı yıllar)'dır.
Oset edebiyatı bu yıllara kadar bu derece hızlı bir gelişme kaydetmemiştir. Edebiyat alanında dünya çapında bir gelişmeydi bu. Bu tarihlerde edebiyatın gelişmesine önemli katkıları olan birçok gazete ve dergi çıkarıldı. Bunlardan bazıları: 1927 "Fidiveğ", 1930 Edebiyat Almanağı "Bugün", 1931-1933 "Edebiyat Günlüğü" dergisi (Lıteratureyı Gajuaton) 1931-1932 Edebiyat Gazetesi "Bolşevikon Aivad", 1933-1934 Almanak "Nog Talate", 1935-1941 Çocuk Dergisi "Pioner" ve 1934'te çıkan halen de devam eden "Mağ Duğ" (Bizim Yurdumuz)'dur.
Otuzlu yıllarda yabancı dillerden çeviriler artmaya başladı. KOSOYTI ARŞEN'in (Niger) çevirisi "Küp Misafiri" (Durın Vajeg), A.Puşkin'in Plitı, Gris'in Çigante (Çingeneler) ve Erğu Bareg (Atlı Bakır). Ayrıca Gorki'nin ve Tolstoy'un pek çok eserleri bu yıllarda Oset diline çevrilmiştir. Oset diline çevrilen dünya klasiklerinden Oset edebiyatına önemli katkıları olmuştur.
Yazarlar bu dönemde halkın yaşantısını en ince detaylarına kadar işlemeye başladılar. KOSOYTI ARŞEN insan psikolojisiyle ilgili yazılar yazdı. Kapitalizmden sosyalizme geçerken değişen rejimle birlikte, değişen insan psikolojisi en ince detaylarıyla incelendi.
Osetya'da profesyonel bir tiyatronun eksikliği hissedilmeye başlanmıştı. Güney Osetya'da 1932 yılında ilk profesyonel tiyatro açıldı. 1935'te de Kuzey Osetya'da Devlet tiyatrosu kuruldu. Bunlardan önce çeşitli piyes ve dramalar oynandıysa da seslerini köylerden dışarı duyuramadılar. Profesyonel tiyatronun kurulmasıyla tiyatro eserleri de hızla çoğalmaya başladı. Önceleri yabancı eserler çevrilerek oynanırken zamanla Oset yazarları güçlü oyunlar, dramalar çıkarmaya başladılar. Bunlardan bazıları; KUŞATI DİMİTRİ'nin "JEĞH" (Yer,Toprak), BOSİTI BARON ve PLİTI GRİŞ'in draması "SARD ME" (Yaşantıya, Ömre), CİMİTI GEORGİ'nin "ÇINZEĞŞEFH" (Düğün) adlı komedisi ve ayrıca "NOG ÇINZ" (Yeni Gelin) adlı komedisi, MAMŞIRATI DEBE'nin "NOMIL VUŞI SOT" (Namlı Kadının Çocukları), ZANAYTI İVAN ve EPĞITI TETERİ'nin draması "KOSTE".
Tiyatronun açılması yazarları bu konuda teşvik ederken edebiyata ayrı bir güç kazandırdı.
1941-1945 İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI YILLARINDA OSET EDEBİYATI
22 Haziran 1941'de Almanlar'ın Rusya'ya saldırması Osetleri önemli ölçüde etkiler. Savaşın önemli bir kısmının Osetya'da cereyan etmesi eli silah tutan herkesi içine çeker. Bu yıllarda yazılmış şiirlerin, şarkıların hemen hemen hepsi savaşın izlerini taşır. Savaş kahramanlarından PLİTI İŞŞE, EĞŞARATI ENVER, ŞELBİTI VERE ve birçokları için şarkılar yapılmıştır. Sovyetlerin gelmiş geçmiş en büyük generallerinden biri olan PLİTI İŞŞE (İ.A.PLİEVA) 2. Dünya Savaşı'nda genç bir süvari subayıydı ve büyük yararlılıklar gösterdi. Oset asıllı bu general iki defa mareşal olmuştur.
İkinci Dünya Savaşı'na kaleminin yanı sıra eline silah alan yazar-çizerler de katılmış ve çoğunluğu geri dönmemiştir. Kalemlerini de silahları gibi ustaca kullanan yazarların bazıları; GAYTIĞTI GEDA, ZADTİYATI TOTIRBEG, SEGERATI MAKSİM, PLİTI GRİŞ, GAGLOYTI NİKALA, KOÇIŞATI MAHARBEG, BAŞİTELER'den iki kardeş CAĞĞOT ve CANBOLAT ve başkaları.
Bu dönemde şairleri çoğunlukla epik türünde şiirler vermiş, halkın duygularını kamçılamaya çalışmışlardır. Yine bu dönemde faşistleri lanetleyen, kin ve nefret dolu şiirlere rastlıyoruz. Bu şiirlerden bir kaçının başlıklarına göz atmak bize şiirler hakkında fikir verir kanısındayım; "MELET FAŞİZMEN" (Faşizme Ölüm) BOSİTI BARON, "IJNAG KUZEN DERENPOND" (Düşman Mahvedilecektir) GAYTIĞTI GEOR, "FEVELAGIJ VIZIŞTEM" (Galip Geleceğiz) ELEGOTI MURAT, "ERRA KUZEN MELET" (Deli Köpeğe Ölüm) ARDAŞENTI HACIBATIR, "ŞİDT" (Davet) SEGERATI MAKSİM, "IJNEG ERSEVZEN ŞAŞT" (Düşman Kırılacaktır) ÇULITI ANDREY, "FAŞİSTTI JERDETE IŞKENEM KERDENTE" (Faşistlerin Kalplerini Doğrayalım) EPHİTI TETERİ, "RAYGUREN BEŞTE" (Doğduğumuz Yurt) SIRIKATI MİHAİL, "RATZIŞTEM ZUAP" (Cevap Veririz) ŞAVLOGTI MUHTAR, "HESAG GALI ŞIKA ŞETTAG" (Azgın Öküzün Boynuzu Kırılır) AŞATI REVAZ.
Şiirler başlıklarından da anlaşıldığı gibi kin ve cesaret dolu. İşte GAYTIĞTI GEOR'un birkaç mısrası:
Ben altın ülkenin insanıyım
Ben bu ülkenin askeriyim!
Yurdumun gücünü, halkımın cesaretini
Kalbime sımsıkı yerleştirdim.
Bak kollarıma, göğsüme de bak
Baştanbaşa çelik gibiyim,
Şımarık faşistin boynundan kellesini
Koparırım ben cesaretle.
Savaş dönemi şiirleri, daha önce yazılmış şiirlerle kıyaslandığında savaş dönemi şiirlerinin daha barış sever, daha dostane düşünceler arayışı içinde olduğu fark ediliyor. Daha önceleri ülkede varolan çok farklı düşünce şekillerini göremiyoruz artık. Halkın düşündüğü tek şey savaşın, acı günlerin bir an önce bitmesi. Dönemin şairlerinde vatanseverlik havasını fark etmemek mümkün değil. İşte GAYTIĞATI GEOR'un "ADEMEN" (Millete) şiirinden dört mısra:
Yurdum için çalışıyorum, yorulmadan
Güç ve cesaretten yoksun değilim
Ölümü ben talihten sayarım
O da sadece ulusum için.
Şiirlerde milliyetçi bir ruhla kahramanlık temalarının işlendiğini görüyoruz. Bir yandan da halkın moralini yükseltme çabası var. Askerlerin iyi savaştığı, morallerinin yerinde olduğu, er-geç başaracağı övgü dolu sözlerle halka yansıtılıyor. Tankların gelmesini önlemek için hendek açma işinde çalışan bazı yazarlar, kalemlerini de ustalıkta kullanıyorlar. Bu yazarlardan bazıları; NİGER, BOSİTI BARON, EPHİTI TETERİ, BRİTİYATI ŞOZOROKO, SOSİTI PEZO, ŞAVLOĞTI MUĞTARİ'dir.(...)
Savaşta edebiyat daha belirgin bir şekil alır, sesler daha gür, daha cesur çıkmaya başlar. Lirizm sertleşip gerilerken, epik yazı ön plana çıkar, yeni boyutlar kazanır. İlk şairlerden sayılan GULITI ANDRE'de bu değişiklikleri bariz bir şekilde görebiliyoruz. Savaşın ilk yıllarında Rusça yazdığı MOYA PEŞNEYA adlı şiirinde ve daha sonra Oset diliyle yazdığı "GEBARITI MELET" (Kahramanın Ölümü) ve "IJNAG ŞAŞT VUZEN" (Düşman Kırılacaktır) gibi şiirlerinde bu değişiklik göze çarpıyor. Ünlü şairlerden NİGER'i aynı yolda görüyoruz. Şiirlerinde savaşı tüm vahşetiyle gözler önüne serer. Bazı şiirleri: Ay Kan Gölünde Yıkanıyor, Davet, Bak Şu İşe, Savaş...gibi.
Bazı şiirlerin pek edebi değeri olmayan, halk şarkıları, ağıt nitelikli yazılar ve kişisel kahramanlıkları tanıtan yazılara rastlıyoruz. Bazen aşırı abartılan bu yazılarda halkla bütünleşme çabası, beğenilme gayretleri vardır. Örneğin BİBO isminde bir halk kahramanının hayatı şiirlere konu olurken aşırı abartılır. Buna benzer abartılmış başka olaylara rastlamak mümkündür. Yine bazı halk kahramanları gerçekçi bir dille tanıtılır. Örneğin MİLZIĞTI HACIMURZE'nin yaptığı gerçek kahramanlıklar gibi.
EPĞİTI TETERİ güç ve kudretlerini Meşe ağacına benzeterek "SI MIN ZIRTTA TULZ BELAŞ" (Ne Söylüyordu Bana Meşe Ağacı) adlı ünlü şiirini yazar. Şiirde toplumu güç ve kudretin, sağlamlığın sembolü olan meşe ağacına benzetir. O meşe öyle darbeler almış, halkın gözyaşı ve kanlarıyla öyle ıslanmıştır ki, hiç kurumamış, yeni yaşam için hızla filizlenmiştir.
SERUKATI ALİKSANDR toplumun o günkü kinini en iyi yansıtan şiirlerden biri olan "ADEMI MEŞT" (Halkın Kini) adlı şiirini yazar,
Halkın kini güneşten daha kor
Dünyadan daha ağır
Mermer taşından daha sert
Sakin denizden daha derindir.