OSET DİASPORASI HABERLERİ
Türkiye'de Osetler, Hayri Ata Ropörtajı
Tarihçi Mairbek Vachagaev, Ankara'daki Alan Kültür ve Yardım Vakfı üyesi Hayri Ata ile 19. yüzyılın ikinci yarısında Osetlerin toplu olarak Osmanlı İmparatorluğu'na yerleştirilmesinin nedenlerini içeren ropörtajı.
1-Osetler Türkiye’de hangi bölgelerde iskan edildi ? Ne gibi sorunlar yaşadılar ?
Osetyalı göçmenler 1860 ile 1865 yılları arasında üç ana dalga halinde geldiler.
Daha önce birçok bireysel göç olmuştu. Bireysel aileler Hac yapmak için izin ve pasaport aldılar ancak bir daha geri dönmediler.
Osetyalı göçmenler Kars eyaletine yerleşmeyi tercih ettiler.
Osmanlı döneminde sınıra yakın Ermeni köyleri zorla boşaltılıyordu.
Devlet birinci dalga göçmenleri bu boş Ermeni köylerine yerleştirdi.
Gelenlerin sayısındaki artışla birlikte yeniden yerleşim sorunu ortaya çıktı.
Bir yandan boş arazi ve köy yoktu, diğer yandan bölge nüfusunun çoğunluğunu oluşturan Kürtler Kafkasyalı göçmenleri kendi topraklarında istemediler.
Kürtlerle zaman zaman silahlı çatışmalar yaşandı.
İlk kuşak Oset muahcirler çok büyük ekonomik zorluklar yaşadı.
1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı sırasında ve sonrasında Osetyalı göçmenler tekrar Anadolu'nun içlerine göç ettiler.
Erzurum, Muş, Tatvan, Sivas, Yozgat, Kayseri ve Tokat illerine göç ettiler.
Bunlar da tahliye edilen Rum ve Ermeni köylerine yerleştirildiler.
Anadolu'nun orta ve batı bölgelerine göç Cumhuriyetten sonra da devam etti.
2-Geri dönen oldu mu ?
Birçoğu pişman oldu ve anavatanlarına dönmek istedi, ancak Rusya geri dönmelerine izin vermedi ve geri dönüşü yasakladı.
Ancak kaçak olarak geri dönenler de oldu.
Göç sırasında 11 yaşında bir çocuk olan İnal Kanukov’un ailesi de geri dönenler arasındaydı.
Daha sonra Kafkasya'da ünlü bir yazar olan İnal Kanukov, bu göç ve dönüş hikayesini çok iyi anlatan yazılar yayınladı.
Bütün göçmenler Müslüman Osetlerdi. Büyük çoğunluğu Müslüman « soylu aileler » ve bu ailelere bağımlı köylülerdi.
Bildiğiniz gibi, topraklarını ve sosyal statülerini kaybettiler, çünkü Ruslar Kazakları Terek Ovası'na yerleştirdiler ve 1861'de toprak köleliğini yasakladılar.
Terek Ovası'nda artık boş ekilebilir arazi kalmamıştı.
Öte yandan, Müslüman Osetler arasında yayılan bazı söylentiler de göçte etkili oldu: erkeklerin askere alınacağı, kızların ve kadınların Rus askerlerine dağıtılacağı, Müslümanların zorla Hıristiyan dinine geçirileceği gibi söylentiler.
3 – Oset Muhacirlerin dinsel yaşamı nasıldı ?
Göç edenler Müslümandı, ancak İslam dini hakkında yeterli bilgiye sahip değillerdi.
Namaz kılar, Ramazan ayında oruç tutarlardı, ancak sosyal yaşamları tam olarak Kafkasya'daki gibiydi ; erkeklerle kadınlar arasındaki ilişkiler, evlilikler, diğer sosyal ve kültürel yaşam kendi gelenek ve göreneklerine göre devam etti.
4 – Musa Kundukov’un Rus AJanı olduğu söylentileri var, ne düşünüyorsunuz ?
Musa Kundukhov'un hem Rus ordusunda hem de Kuzey Kafkasya halklarıyla ilişkilerinin içeriği ayrıntılı olarak bilinmemektedir.
Ancak, kesinlikle bir « Rus ajanı » değildi.
Rusya'nın Kuzey Kafkasya'daki Müslüman nüfustan kurtulmak için farklı planları olduğu bilinmektedir.
Rusya, Çeçenleri, Dağıstanları, Müslüman Osetleri ve İnguşları Rusya'daki Kazaklar arasında dağıtmayı veya Afgan sınırına yerleştirmeyi veya son tahlilde Sibirya bölgesine sürmeyi amaçlıyordu.
Bu planları engellemek için Musa Kundukov, Rusların ve Osmanlı sarayının onayıyla Osmanlı topraklarına göç planını her iki tarafa da onaylattı ve uyguladı.
"Anılar" adlı kitabında Osmanlıların yardımıyla bir göçmen ordusu kurma ve Kuzey Kafkasya'yı Rus işgalinden kurtarma niyetinden bahseder.
Ancak olayların gelişimi ve savaş buna izin vermedi.
İki erkek kardeşi ve diğer akrabalarıyla birlikte Tokat'ın Batmantaş köyüne yerleşti.
Daha sonra Osmanlı Sarayından görev istedi ve Doğu Anadolu'da "Paşa" rütbesiyle 4. Ordu süvari alayına komutan olarak atandı.
Kars bölgesinde 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı'na katıldı.
Erzurum’u işgal eden Ruslar, 1878 Barlin anlaşması ile şehri tekrar Osmanlı’ya terkeder. Erzurum’un teslim alınması görüşmelerine Osmanlı tarafında katılır.
Savaştan sonra ordudan ayrılarak Erzurum'a yerleşti ve burada 1889'da öldü.
Benim düşünceme göre Musa Kundukov, Rus ordusunda general iken Ruslar tarafından ve Osmanlı İmparatorluğu'na geldiğinde Ottiman Sarayı tarafından hayal kırıklığına uğradı.
Ne Ruslar ne de Osmanlılar kendisine verdikleri sözleri tutmadılar.
Musa Kundukov ile ilgili bilinmeyen pek çok husus var ve özellikle Rus kaynaklarında daha detaylı araştırmalar yapılmalı.
5- Ailesive akrabalarından kalanlar hala var mı ?
İmam Şamil'in "naibi" olan kardeşi Kazbulat, 1866'da Erzurum'da öldü.
Musa Kundukov’un Aslanbek ve Bekir Sami (Bekirbek) adında iki oğlu oldu.
Aslanbek hakkında pek bir şey bilinmemekle birlikte Bekir Sami, Istanbul’da Galatasaray Lisesi’ni bitirdikten sonra Paris’e gitti ve Sorbon Üniversitesi’nde Siyasal Bilimler okudu.
Döndükten sonra Halep’te Amasya’da valilik yaptı.
Mustafa Kemal öncülüğünde başlatılan « Milli Kurtuluş hareketine katıldı, Sıvas Kongresi’nde delege idi.
1921’de açılan TBMM Hükümeti’nin Dışişleri Bakanı oldu.
Cumhuriyetin kuruluşuna önemli katkılarda bulundu.
Ancak Mustafa Kemal ile aynı fikirde olmadığı bazı konular vardı.
Meclis’teki muhalif Ikinci Gurup içindeydi.
1926 Izmir Suikastı yargılamalarına adı karıştırıldı ve tutuklandı, yargılandı ve aynı yıl içinde beraat etti.
Bu olaydan sonra aktif siyasetten çekildi ve Batmantaş köyüne yerleşti.
1933 yılında İstanbul'da öldü.
Bu arada Musa'nın amcasının Osmanlı İmparatorluğu'na gelen kız kardeşinin oğlu Mamşıratı Temırbolat'tan da bahsetmeliyiz.
Rus ordusunda teğmen olan Temirbolat ordudan istifa ederek amcası Musa ile birlikte Osmanlı’ya göç atti.
Aynı zamanda şair olan Temirbolat, anavatanına bağlılığı, özlemi ve göç temalı anadilinde yazdığı şiirlerle Oset edebiyatının kurucularından biri olarak kabul edilir.
Batmantaş köyünde kaldı ve yetiştiricilikle uğraştı.
Ne yazık ki yazdığı şiirlerin büyük bir kısmı köyde çıkan yangında yanarak kayboldu.
Bekir Sami Kunduk'un Dışişleri Bakanı olduğu 1921'de çok az sayıda şiiri Kuzey Osetya’da Oset makamlarına teslim edildi.
Musa Kundukov'un kız kardeşlerinin ve kuzenlerinin çocukları oldu, ancak Cumhuriyet döneminde öne çıkmayı ve görünmeyi tercih etmediler.
Çerkes Ethem olayı nedeniyle Çerkeslere, Kafkas muhacirlerine karşı gizli bir kampanya yürütülüyordu.
Daha sonra İngiltere'ye yerleştiler ve çoğu orada öldü.
Türkiye'de Kunduk soyadına sahip 4. nesil aileler var ama tamamen asimile oldular, sadece soyadları kaldı...
6- Bugünkü durum nedir ?
Osetya diasporası köylerden ve 1960'lardan itibaren İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlere göç etti ve esas olarak Türk toplumuna asimile oldu.
Özellikle büyük şehirlerde Türklerle evlilikler çoğaldı ve çocuklar "Türk kimliği" ile büyütüldü.
Halen var olan birkaç Oset köyü dışında, yalnızca 50 yaşın üzerindeki bazı Osetler kendi ana dillerini konuşabilirler.
1970'li ve 80'li yıllarda İstanbul'da Alan Kültür ve Yardım Vakfı (Vaqf) adı altında örgütlenerek anadillerini yaşatmaya ve kimliklerini korumaya çalışıyorlar.
Türkiye'deki Osetlerin nüfusunun yaklaşık kırk, elli bin kişi olduğu tahmin ediliyor ve asimilasyon çok hızlı ve etkili bir şekilde yaygınlaşıyor.
Osetyalılar arasında çok sayıda politikacı, general rütbeli askerler, akademisyenler, yazarlar ve sanatçılar eğitildi, ancak Oset kimliklerini öne çıkarmıyorlar...