Emine Şahingöz
Bir Osetya Macerası 1. Hafta
Mayısın başından Temmuzun sonuna kadar, bir yandan tezim için ses kayıtları yapıp diğer yandan Digoroncamı ve İroncamı (ve ister istemez Rusçamı) geliştirmek amacıyla üç aylığına Osetyaya geldim. Bu süre içinde neler yaşadığımı, edindiğim tecrübeleri, tanıştığım insanları ve öğrendiğim yeni şeyleri bu yazıyı okuyan sizlerle paylaşmak istiyorum. Gönül isterdi ki günlük şeklinde her gün bir yazı paylaşayım. Fakat zaman kısıtlığından ve sizleri de yormak istemediğimden her gün bir yazı paylaşmak yerine bir hafta boyu yaşadıklarımı birer makale şeklinde okuyabilirsiniz.
2 Mayıs 2019
Osetyaya ikinci gelişimi bu kez Nalçik üzeri değil, Moskova-Beslan üzeri yapıyorum. Yorucu bir yolculuktu çünkü Moskova uçağı İstanbuldan saat 2’de kalkmıştı ve yolculuk aşağı yukarı toplam 9 saat sürmüştü. Şimdi tabi saat 2 diyince sabah 2 mi öğle 2 mi demiş olabilirsiniz, hatta öğle 2’yse günün normal saatlerinde gerçekleşmiştir yolculuk da diyor olabilirsiniz. Ama uçak gece vakti kalktı. Ve ben bunu beni havalimanında karşılayacak kişiye de söylemedim tabi. O yüzden Beslana inip taksicilerin Rusça sorularına Digoronca cevap vererek onlardan sıyrıldıktan sonra beni almaya gelecek olan Zalinayla konuşup ortada bir yanlış anlaşma olduğunu ve hemen yola çıkacağını öğrendikten sonra havalimanı binasının dışarısına oturup beklemeye başladım. Tabi Digoronca cevap verince taksiciler de meraklandı ve müşteri bulamadıktan sonra yanıma gelip sohbete başladık. Tabi ben bu gelişimde Osetçemi geliştirmek istediğim için Rusça anlamadığımı söyledim ve başlarda biraz zorlandıysalar da taksici amcalarla sohbete daldım. Derken Zalinanın beni almaya yolladığı kişi Alixan geldi ve beni Vladikafkasa götürdü. Osetyada işlerin yavaş yürüdüğünü ve herkesin çok rahat olduğunu önceki gelişimden biliyordum. Fakat bu sefer kalacak yerimin gitmeden bir gün önce daha yeni tutulmasından sonra bir kez daha anladım. Kaldığım çok modern olmasa da konumu çok iyi: devlet üniversitesinin hemen çaprazında, Prospekt miraya yürünür mesafede ve büyük market de çok uzak sayılmaz. Eve yerleştikten sonra bir arkadaşla buluşup Prospekt Mirada ilk turumu attıktan sonra eve geçip biraz evleri temizledim. Akşama da Zalinayla evime yakın restoranda akşam yemeğine buluştuk ve bana fazlasıyla yemekler söyletti, aralarında tabi dzaxaragun eksik olamazdı. Sanırım bu akşam yemeğinde ilk defa İngilizce veya Türkçe kaçamak yapamadan bir konuşma yürütmeyi başardım. Yemeklerin hesabını istediğimizde aynı akşam o restoranda bulunan bir tanıdığımızın hesabımızı ödediğini öğrendik ve bir kez daha Osetyada misafir olmanın ne demek olduğunu öğrendim.
3 Mayıs 2019
Osetyaya geldiğim hafta resmi tatil olduğu için enstitüye gitmeyip ikinci günümde evimi temizlemeye başlayabildim. Kahvaltıya önceki gün restoranda yiyemeyip paketlettirdiğimiz dzaxaragunları yiyip Osetyadaki velibah rejimimi hiç bozmuyordum. Tabi Osetyaya geldiğimi duyan akrabalarım beni arayıp soruyordu ve merak ediyordular. O gün sabahtan sonra da Çikoladan bir telefon geldi, abin seni bugün almaya gelecek, birlikte Çikolaya gelin dedin. Bunun üzerine her ne kadar işim var dediysem de bir hayır cevap olarak kabul edilmedi bile. O yüzden aslında bir sonraki gün gitmeyi planladığım Çikolaya bugünden gittim. Ve Almanyada yaşayan türkiyeli Digoron kızı gelmiş haberini alan komşular hemen hoşgeldine geldi. İkinci günüm bu şekilde sona erdi.
4 Mayıs 2019
Bugün hava tüm gün yağmurluydu. Aklımda aslında çıkıp biraz dolaşmak vardı, sonuçta babamın anlatmalarından çocukluğumdan beri tanıdığım Çikoladaydım. Fakat evden dışarı bile çıkılamayacak kadar çok yağıyordu. Bir de sabahtan evinde kaldığım Taymuraz ve Aleta Aletanın 2 ve 4 yaşındaki yeğenlerini getirdiler, onları izleyip dinlemek de güzel bir vakit geçirme yöntemiydi. Çocuklar kendi aralarında sadece Digoronca konuşuyordular, bu durum benim çok hoşuma gitti. Bir de yaklaşık 4-5 sene önce Poyrazlılı bir grup genç Osetyaya gidip Taymurazlarda kalmıştı ve o zaman aralarından biri (Taymurazlara gelen herkes onun kim olduğunu bilir) menemen hazırlamış evdekilere ve Taymuraz ile Aleta bunu çok beğenmişti. Tabi menemeni övmelerinden sonra benden de istediler menemen hazırlamamı. Akşama yine misafirler geldi hoşgeldine ve bu sefer hatta komşu köy Xaznidon'dan dahi gelen vardı. Akşama da tabi eksik olamayan velibahımızı da yedik.
5 Mayıs 2019
Çikolada ikinci sabahımda uyandıktan hemen sonra pencereden dışarı baktım ve hala yağmur yağdığını görünce artık ıslanmayı göze alıp bugün ne olursa olsun mutlaka çıkmaya karar vermiştim. Derken öğle vaktine doğru yağmur kesildi ve Aleta ile birlikte çıktık. Çikolanın ana caddesine doğru gittik, orada henüz tanımadığım bir Tsorita ile tanıştım ve gezerken Aleta ‘burada Tsoritalar yaşıyor, burada da Tsoriti xorifurtlar(1) (‘hala oğlu’ ) yaşıyor’ diye diye parklardan geçtik, camiden döndük ve Aletanın baba evine kadar geldik. Bugün orada şinxæntti kuvd(2) (‘komşular duası/toplantısı’) vardı ve evde hazırlıklar sürüyordu. Bir yandan başkalarının çalıştığını görüp boş oturmaktan hoşlanmadığım için, diğer yandan yanımdaki teyzenin oğlundan anlatmasından kaçmak için mutfağa daldım ve yardım etmeye başladım. Bir süre sonra Aleta bana yardıma kalmak istersem kalabileceğimi, onun da artık eve geçeceğini söyledi. Benim de başka işim olmadığı için kalıp, yardım edip, yeni insanlarla tanışmak bana daha çekici gelmişti ve komşular gelene kadar bir süre yardım ettim. Evde herkes Digoronca konuşuyordu ve konuşabiliyordu, ben aralarına katılana kadar ama çoğunlukla Rusça konuşmayı tercih etmiştiler. Rusça konuşmadığımı söylediğimde ise Digoronca konuşmaya başladılar ve Rusçayı bıraktılar. Çikolaya köy diyorlar da, gördüğüm kadarıyla 15 bin nüfusuyla artık köyden çok kasaba olmuş, yine de çok büyük değildi tabi. O yüzden karşı çıktıysalar da eve yürüyerek gitmek istediğimi üsteledim ve Taymurazların evini tek başıma da bulabileceğimi sonunda kabul ettirebildim. Şinxæntti kuvd'a komşular kapının önünde toplanıp bir arada girdiler, ev sahipleri bu şekilde sürekli kapıyı yeni gelen komşulara açmak zorunda kalmadı ve gelen misafirler hep birlikte sofraya oturdu. Mutfakta işler bittikten sonra ben artık gideyim dediysem de ısrarları üzerine biraz daha kalıp velibah yedim. Artık gerçekten çıkacağım dediğimde ise yanıma kendim yiyemeceğiö miktarda yemekler, tatlılar, etler verdiler ve yolcu ettiler. Taymurazların evine ulaştıktan kısa bir süre sonra önceki günlerde hoşgeldine geldiğince tanıştığım Tsoriti Tsaray geldi ve Aleta ile beni çaya kendilerine götürdü. Bir süre sonra Tsarayın annesi de geldi, daha sonra da amcasıyla yengesi de geldi. Ama tabi yengesi, annesi ve Aleta üçü de Tsoritaların gelinleri olduğu için Tsarayın amcası Tsoriti İsa’nın yanında oturmuyorlardı ve konuşmuyorlardı. O yüzden İsa fotoğraf çektikten sonra gitti. Tabi o da evlerine çağırdı ve söz verdirdi, bir dahaki Çikolaya gidişimde onlara da uğrayacaktım. Tsaraylarda otururken bana Avusturyada yaşayan ve seneler önce Çikolaya gelen Tsoriti Ramazandan bahsetti, onun da Poyrazlılı olduğunu söyledi. Ben tanımıyordum ve babamı aradım, sonuçta babam da Tsoritaların büyüklerindendi ve tanıyacağını düşünüyordum. Tsarayla biraz konuştular ve tahmin ettiğim gibi babam Tsoriti Ramazanı tanıyordu. Çaylarımızı içtikten sonra Tsaray bizi eve bırakacaktı, ama daha Çikolaya yakın dağlara çıkmadığımı duyunca hadi dağlara doğru gidelim diye hemen döndü ve Aletayla beni dağ yolunda Chertovy Most (‘Cehennem köprüsü’) diye bir yere götürdü. Tek kelimeyle muazzam bir yerdi. Nehrin dağlardan çıktığı görülüyordu, sular inanılmaz bir hızla akıyordu. Yani unutulmaz bir doğa harikasıydı. Eve geçtikten sonra akşam Ramazan ayının gelişini ærtæ k'eræ (‘üç ekmek/velibah’) ile dua ederek kutladık. Daha sonra da Taymurazın oğlu Ruslan ile tekrar Vladikavkaza döndüm.
6 Mayıs 2019
Enstitüye gideceğim ilk gün bugün, resmi tatiller bitti ve her yer yine çalışıyor. Zalina ile buluşuk birlikte enstitüye geldik, evimden yaklaşık 10 dakika bir mesafede ve Prospekt Mira'nın ortasında. Alan Vakfının enstitüdeki ofisinde bir masa verdiler, ofiste ilk günümde buluştuğum Didemle paylaşıyorum ofisi. Ofisin balkonu Prospekt Miraya bakıyor ve tepesi beyaz olan dağlar görünüyor. Osetyadaki ilk iftarıma Vladikafkas camisine gittim. Kimseyi tanımıyordum, içeriye girdiğimde bayanlar kısmına gittim ve selamlaşınca hemen kendi aralarına kabul ettiler ve sadece Digoronca konuştuğumu söyleyince çok mutlu oldular ve hiç yabancılık çektirmediler. İnsanların samimiyeti çok hoşuma gitti ve tekrar gideceğime karar vermiştim. Cami çıkışı caminin önünde ilk gelişimde tanıştığım Tsoriti Soslanı gördüm ve onunla da konuştum, tabi hemen evine davet etti ama saat baya ilerlemişti o yüzden müsade istedim ve eve gittim. Evde Aleta ile konuştum ve bugün Vladikavkazda yaşayan Tsoriti İsak’ın vefat ettiğini öğrendim. Yarın cenazesi olacaktı ve benim de oraya gitmek istediğimi söyledim, Taymurazın büyük kızı Alanka ile konuşup beni evden alacağını söyledi.
7 Mayıs 2019
Sabah Alanka ile konuşup beni evden saat kaçta alacağını öğrendim. Birlikte Vladikavkazın biraz dışında yaşayan rahmetli İsakın evine gittik. Gelmemize Alankanın halası ve bir kaç kadın daha vardı ve bizi beklemişlerdi, birlikte çıktık, büyükler önden biz de arkalarından ve başsağlığı dileyip tekrar evin önüne indik. Zamanla evin önünde yaklaşık 150 küsür insan toplandı ve herkes gruplar halinde hareket ediyordu, öncen hep büyükler gidiyordu arkalarından da gençler. Lakin Türkiyede kendi cenazelerimizden bildiğim bir fark vardı: bizde başsağlığında cenaze sahibine sarılmak ayıp sayılır, burada ise herkes sarılıyordu cenaze sahiplerine. Bir süre sonra cenazeyi evin önüne indirdiler ve herkes etrafında toplandı. Büyüklerden biri sırayla Tsoritaların büyüklerini çağırdı, tek tek cenazenin yanına geli Digoronca dualar ettiler. Daha sonra cenazeyi sırtlayıp arabaya doğru götürdüler, Çikolaya gömülecekti. Herkes cenazeyı kısa bir mesafelik takip etti, ondan sonra da dağılmaya başladılar.
Cenazeden sonra enstitüye geldim ve enstitüden Didemle birlikte çıktık, bir kitapçıya gittik ve ilk kitaplarımı aldım. Oradan iftara Xalar diye bir lokantaya gittik, yolda taksi şoförüyle Osetçe konuşurken türkiyeli Digoron olduğumu söyledim ve şoför Osetçe konuşabilmeme çok sevindi. Dün bozduğum velibah rejimime iftarda devam ettim, ve oradan tekrar camiye geçtim. Önceki gün Soslanla konuşurken beni yeğeniyle tanıştıracaktı ama o yoktu, bugüne sözleşmiştik ve bir Tsoritayla daha tanıştım.
1. Cinsiyet ayrımı olmadan erkeklere de kadınlara da xorifurt deniliyor.
2. Şinxæntti kuvd her yıl farklı komşuda gerçekleşir ve mahalle toplantısı gibi bir şeydir.