Emine Şahingöz
Bir Osetya Macerası 3-4. Hafta
Geçtiğimiz haftalar bayağı yoğun geçtiği için neler yaptığımı, neler yaşadığımı sizinle paylaşmaya ancak şimdi vakit buluyorum. Yazılarımda yanlışlarımın olduğunu duydum. Bunu, Türkçemin yetersizliğine verin. Gönül isterdi ki Osetçe yazayım. Hatalarımı mazur görmeyin ve anlamadığınız kısımlar olursa çekinmeden bana yazın. Her gün enstitüde yaşadıklarımı yazmakla okuyucuları sıkarım düşüncesiyle son haftalarda yaşadığım ilginç olayları, başıma gelen şeyleri ve aklıma takılan ve yahut Türkiye’deki Digoronlar arasında uygulanan ama burada unutulan veya burada uygulanan ama Türkiye’de unutulan bazı adetleri ve davranışları sizinle paylaşmak istiyorum.
16 Mayıs 2019
Digoron tiyatroda bugün gösteri var, Bætæ 'ma æ furttæ (Bætæ ve oğulları). Enstitüden biraz erken çıkıp tiyatroda oyunculuk yapan Daşiti İrbeg’in sülalesinden Emma ile tanıştım. Kendisi şehir dışında yaşıyor, gösteri için Vladikavkaz’a gelmiş. Gösteriden önce birlikte parkta gezdik ve beni kızı, damadı, erkek kardeşi ve gelini ile tanıştırdı. Gösteri zamanı yaklaştığında biletlerimizi alıp içeri geçmek isterken gösteriye gelen izleyiciler arasında enstitüden Taqazti Fedar ve Gatsalti Natalia ile karşılaştım. Fedar’ın yanında Taqazti Valeri vardı. Moskova’da çalışan ve doğru anladıysam dekanlık yapan biri. Gösteri çok güzeldi, Osetya’ya geldiğinizde mutlaka tiyatroya gidin ve giderken yanınızda bir buket çiçek de götürmeyi unutmayın. Gösteriden sonra sahneye çıkılıp oyunculara çiçek veriliyor ve bu onları çok mutlu ediyor. Gösteri boyunca tek kelime Rusça katmadan Digoron lehçesi konuştular. Kelimelerin birçoğunu anlamakta zorlandım ama yanımda oturan kişilerin de benim gibi çoğu kelimeyi anlamadıklarını öğrenince bunu çok fazla dert etmedim.
17 Mayıs 2019
Sabah, SOGU’da (Kuzey Osetya Devlet Üniversitesi) Hetagkati Kosta adına düzenlenen bir konferansa katıldım. İlk dört sunumdan sonra kısa bir mola verildi ama konuşmalar maalesef Rusçaydı. Hem bu yüzden hem de soğuk algınlığından dolayı konferanstan erken ayrıldım. Akşam, İriston isminde bir ekibinin gösterisi vardı ve yaklaşık bir hafta önceden bu gösteri için bilet ayırtmıştım. Fakat aynı akşam İron tiyatronun bu sezon son gösterisi olacağını öğrendim. Ve bunu öğrendiğimde ekibin gösterisine mi yoksa tiyatro gösterisine mi gideyim oldukça kararsız kaldım. Mutlu amcamın da etkisiyle tiyatroya gitmeye karar verdim, sonuçta ekip gösterisi başka bir zaman mutlaka denk gelecekti ama tiyatro benim burada olduğum süre boyunca bir daha gösteri yapmayacaktı. Gösteri modern bir gösteriydi ve İron lehçesini anlamakta biraz zorlandığım için gösteriyi tam anlayamadım. Ama Digoron tiyatroda da olduğu gibi İron lehçesi ile tiyatro izlemek ve Osetçenin tiyatro dili olarak kullanıldığını görmekten ayrı bir mutluluk duydum.
18 Mayıs 2019
Osetya’ya gelmeden önce büyüğümüz Tsoriti Taymuraz ve Aleta’ya geleceğimi haber vermiştim. Vladikavkaz’a ulaştığımda Aleta ile iletişime geçip müsait olduklarında onlara uğramak istediğimi söylemiştim. Çikolaya gittiğimde komşularla bir araya geldiğimizde komşu teyzelerden bir tanesi Almanların adetlerinden bahsetti ve “Almanya’da misafirliğe gidersen ev sahibine haber vermeden gidemiyormuşsun, bu doğru mu” diye sordu. Aleta, benim de gelmeden birkaç gün önce haber verip öyle geldiğimi anlattı ve bu oradakilerin bayağı tuhaflarına gitti, bu davranışıma hiçbir anlam veremediler. Cumartesi akşamı Taymurazın büyük kızı Alanka’yı aradım ve Pazartesi akşamı müsaitseniz size gelmek istiyorum dedim. Ama o önceden plan yapmaya gerek olmadığını akşama beni beklediğini söyledi ve yaklaşık 10 dakika sonra onlardaydım. Çok alışkın olmadığım bir şey bu, şahsen köy dışında çok karşılaşmadım. Ama misafirperverlikte buradakilerin üstüne henüz hiç kimseyi görmedim.
19 Mayıs 2019
Geçtiğimiz pazar günü Almanya’da tanıştığım İron bir arkadaşın ailesiyle tanışmaya gittim ve annesi işyerindeki Digoron arkadaşları sayesinde benimle de Digoron lehçesi ile konuştu ve evdekilerin söylediklerini anlamadığımda bana tercümanlık yaptı. Evdekiler arasında sadece arkadaşımın babası İronca konuşuyordu, kardeşleri yalnız Rusça konuşabiliyordu. Osetya’da en sık karşılaştığım sorulardan bir tanesi ‘evli misin?’ sorusu. Ve yine aynı sıklıkta sordukları başka bir soru da ‘burada sülalenden biriyle tanıştın mı?’ sorusu. Arkadaşımın annesine de Tsoritalarla tanıştığımı, Çikolaya da gidip geldiğimi söyledim ama annemin sülalesinden henüz kimseyi bulamadığımı anlattım. Arkadaşımın annesi de anında Digoron iş arkadaşlarını arayıp onlara ‘Gagulateleri tanıyor musunuz, onlardan kimseyi bulabilir misiniz?’ diye sordu. Maalesef iş arkadaşları kimseyi tanımıyordu ama sordurtacaklarını söylediler.
20 Mayıs 2019
Ertesi gün bana Gagulatelerden bulduğu birinin numarasını gönderdi ve onunla irtibata geçmemi söyledi. Annemin sülalesinden Osetya’da tanışacağım ilk kişi olacaktı. Akşamüstü birden telefonum çaldı fakat Rusya numaram aranıyordu ve ben bir avuç kadar kişi dışında kimseye Rusya numaramı vermemiştim, sonuçta herkesle internet üzerinden irtibatta kalabildiğim için kimseye Rusya numaramı verme ihtiyacı duymamıştım. Telefonu açtığımda ise karşımdaki kendini Tsoriti Viktor diye tanıttı ve numaramı komşusundan aldığını söyledi. Komşusu da sonradan öğrendiğim üzere Almanya'daki arkadaşımın annesinin iş arkadaşıymış. Viktor ile tanıştık ve bir gün onlara da mutlaka uğrayacağıma söz verdim.
21 Mayıs 2019
Salı günü Tsoritalara gelin gelip Tsoritaların adını alan İnga ile birlikte devlet kütüphanesine gittim ve orada çalışan Tsoriti Albina, Hekilati Larissa ve adlarını aklımda tutamadığım çok sayıda kütüphane çalışanı ile tanıştım. Bana kütüphaneyi gezdirdiler. İnga, herkese araştırma konumu anlatıp bana yardımcı olmalarını söyledi. Arşive de girdim ve tarihi kitaplara da göz atma imkânı buldum. Kütüphanede en çok hoşuma giden şey ise çalışanların kendi aralarında Osetçe konuştuğunu görmekti.
23 Mayıs 2019
Bugün yine İnga ile birlikte devlet kütüphanesine gittik ve son gittiğimde gözüme takılan bir kaç kitabı alıp çalışmaya başladım. Anladığım kadarıyla burada kitap tarama işini çok fazla bilmiyorlar, bana da kitap taramak yerine telefonla fotoğraf çekmeyi tavsiye ettiler. Ben de dediklerini yapıp kitapları sayfa sayfa telefona çekip kendimce taramaya başladım. Bugün Guriati Tamerlan’ın 90’ıncı doğum günü sebebiyle devlet kütüphanesinde bir toplantı düzenlendi; yayımladığı kitaplar tanıtıldı, slaytlar ve konuşmalar hazırlandı. Toplantıya, SOGU başkanı, Oset Dili ve Edebiyatı Fakültesi’nin dekanı ve Tamerlan’ı bir şekilde tanıyanlar katıldı. Toplantı Tamerlan’ın kızları Elmira ve Madina için doğal olarak duygusal geçti, çünkü Tamerlan 3 sene önce vefat etmişti. Toplantıdan sonra fakültenin başkanı Anjela, devlet üniversitesi başkanı Biboyti İrina ve birçok başka kişiyle tanıştım.
24 Mayıs 2019
Her hafta Çarşamba ve Cuma günü Ştır Nıhaş’ta Osetçe dil dersi veriliyor. Burada tanıştığım bir arkadaş bu kursa gidiyormuş. Bana da haber verdi. Ştır Nıhaş benim yaşadığım sokaktaydı, hatta pencereden bakınca yolun hemen karşı tarafındaydı. Arkadaşımla buluşup birlikte derse girdik. Derse katılan 7 kişi vardı. Dil kursunu yöneten öğretmenin adı sanırım Salamti Lidæ idi, fakat tam emin değilim. Derste kullanılan kitap ise Türkiye’den Osetya’ya gelen Türkiyeli Osetler üzerine kurulmuş bir hikâyeyi anlatıyor. Dolayısıyla benim de Türkiyeli Oset olup azda olsa Osetçe konuşabildiğim için çok sevindiler. Ama o akşam iftara Tsoriti Kosta'ya davetli olduğum için dersten erken çıkmak zorunda kaldım. Önceki hafta görüştüğüm Tsoriti Soslanla buluştuk ve arkadaşımı da getirmemi istedi. Hep birlikte Kostalara gittik. Kosta ve gelini Fatima ile sohbet ettik. Osetya’ya daha önceki gelişimde de Kostalara uğraşmıştım ve K'osta, Fatima, Soslan ve Soslan’ın eşi İndira ile o zaman tanışmıştım. Ayrı yerlerde doğup yaşıyor olsak da bir aile olduğumuzu yeniden anladım. Geldiğimden beri gittiğim hiçbir yerde şimdiye kadar yabancılık çekmedim.
25 Mayıs 2019
Sabahtan Didemle buluştuk. Biraz dolaştıktan sonra Tsum isminde bir AVM'ye geldik. Birazda burada gezdikten sonra Portala geçtik. Bu hafta sonu “Portalke Hikond” dedikleri, el işlerinin satıldığı bir etkinlik düzenlendi. Her sene 4 kere düzenlenen bu etkinliği internetten takip ederdim. Bu sefer yerinde görmüş oldum. Portalda Mamşıratı İrme ile karşılaştık ve onunla da biraz sohbet ettik. Daha sonra birden Portalın avlusu takım elbise giyinmiş kişilerle dolmaya başladı az sonra da Cumhurbaşkanı Bitarti Vyaçeslav, Portaldan Albert ile birlikte avluya girdi. Biz ahşap oturaklarda oturuyorduk. Cumhurbaşkanı ve ekibi ise diğer tarafta yavaş yavaş bütün stantları geziyordu. O arada kameralar da çoğaldı ve bize yaklaşmaya başladılar. Ahşap oturaklara vardıklarında Albert bana seslendi. Kendimi birden Bitarov’un yanında buldum. Biraz sohbet ettikten sonra Osetçeyi unutmayıp konuşabildiğim için anneme ve babama selamlarımı iletmemi istedi. Bitarov sıradaki stantlara dönerken güvenlikten biri yanıma gelip kendisini tanıttı. Şimdi sülalesini unuttuğum ismi Martin olan koruma Digorondu ve Cumhurbaşkanıyla Digoron lehçesi ile konuşmamın hoşuna gittiğini söyledi. Kısa bir süre sonra kamera ekiplerinden bir tanesi yanıma gelip bana Hikond hakkında bir kaç soru sormak istediğini söyledi ve Hikond hakkında düşüncelerimi onlarla paylaştım. Eve gitmek üzereyken birden çok büyük bir fırtına başladı ve şiddetli rüzgârdan birçok ağaç devrildi. Bazı yollar tamamen kapandı, bir kısmı ise kullanılamaz hale geldi. Bazı yerlerde elektrikler gitti. Akşama Alanka beni evden alıp birlikte amcası, Tsoriti Taymuraz’ın kardeşi Tsoriti Totrazlara gittik. Totraz, eşi Roza ve küçük kızları Amina ile tanıştım. Geldiğim ilk hafta katıldığım cenazede büyük kızları Asana ile tanışmıştım, Totrazı ise görememiştim. Yine hiç bir şekilde yabancılık çekmediğim güzel bir akşam oldu ve eğer evde sıkılırsam onlara taşınabileceğimi söylediler. Roza ile ayrıca muhabbetimiz oldu, kendisi Oset filoloji fakültesinden mezun olmuş. Önceki gün yapılan toplantı da anılan Guriati Tamerlan’ın öğrencisiydi. Totraz şeker hastası olduğu için her gün yürüyüşe çıktığını ve günlük kısa adımlarla yürüdüğünü, her gün kaç kilometre yürüdğünü herkese gösterdiğini anlattı. Babamın da aynısını yaptığını anlattım ve babamla tanışmasını istedim. Arayıp ikisini konuşturdum. Konuşmanın büyük kısmı şeker hastalığı üzerineydi ama akrabalığın da ağır bastığını bir kere daha anladım. Bize çok yakın oturduklarını (sülale olarak) öğrendiğimizde Rozayla Totraz beni yürüyerek eve bıraktılar.
26 Mayıs 2019
Önceki hafta beni arayan Tsoriti Viktor beni kızı Bella ile evden aldı ve kendi evlerine götürdü. Daha bir yaşını doldurmayan torunu Demis, kız kardeşi İrma, İrmanın oğlu Azamat ve gelini Diana ile tanıştım, daha sonra Viktorun eşi de yanımıza geldi. Eşi İron olduğu için evde Osetçeden çok Rusça konuşulduğu için çocuklar Osetçe anlıyordu ama konuşamıyordu. Benim gelmemle Viktor ve İrma da Digoronca konuşmaya özen gösterdiler. Viktor ayrıca kendi elleriyle oluşturduğu Tsoritaların bir soy ağacını gösterdi ve bizim dedelerin nerede olduğunu sordu. Tsori’den çıkan soy ağacında dedelerimizi maalesef bulamadım. Ama bana bir kopyasını verdi ve daha sonra gözden geçirmemi söyledi. Uzun bir süre oturup sohbet ettikten sonra İrmalar beni eve bıraktı.Evde oturduğum sırada Sanatçı Sekinati Maya bana mesaj atıp beni yarın akşam için evine davet etti.
27 Mayıs 2019
Beni evine davet eden Maya’nın bugün doğum günü olduğunu öğrendim. Numaramı kimden aldığını merak ediyordum. Doğum günü hediyesi ne olabilir diye düşünürken Mutlu amcam aradı. Onunla konuşurken burada en makul hediyenin çiçek buketi olduğunu söyledi. Bu arada numaramı Maya’ya veren de oymuş. Akşama Maya’nın evine ulaştığımda henüz kimse gelmemişti, hazırlıklar sürüyordu. Benimle tanışıp ve sohbet etmek için beni biraz daha erken davet etmiş. Biraz konuştuk ve Türkiyeli Digoronlardan birçok kişiyi tanıdığını söyledi. Üstelik tanıdığı kişilerle bir de WhatsApp grupları varmış. Hazırlıklar sürerken yavaş yavaş misafirler de gelmeye başladı. Aile dışından davetli arkadaşları arasında Digoron tiyatrodan iki oyuncu ve Bulat Orkestrasında olup aynı zamanda sanatçı olan biri vardı. Kendimi bir an sanatçıların içinde bulmuştum. Beni neden davet ettiğini düşünürken şarkılar eşliğinde yemekler, pastalar, araklar, konyaklar, bægæniler sofrada tüketiliyordu. Herkesin bana da tek tek dua ettiği bir kuvttan sonra, ben de Maya için Almanca bir kuvt yaptım. Saat epeyce geç olmuştu. Bu nedenle müsaade isteyip eve geçtim. Bu arada Mayanın 4 kız kardeşi var. En büyüklerini bilmiyorum ama diğer üçünün de Maya gibi Akordeon çalıp şarkıcı olduğunu o akşam öğrendim.
28 Mayıs 2019
Önceki günlerde misafirliğe gittiğim ev sahipleri bana üç litrelik komposto ile torbalar dolusu yemek ve pasta vermişlerdi. Benim bunları tek başıma tüketmem imkânsızdı. Bunu bildiğim için enstitüden biraz erken çıkıp evdeki yemekleri Portala götürüp bıraktım. Biraz oturup sohbet ettik ve Albert bana pazartesileri geleneksel şal kursu olduğunu ve burada olduğum süre içinde kursa katılıp yapılışını öğrenebileceğimi söyledi. Bu fikir aklıma yattı ve önümüzdeki Pazartesi bir aksilik çıkmazsa kursa katılmaya karar verdim. Sadece kursu veren kişiye ulaşıp saati öğrenmem gerekiyordu, Albert ve Atsamaz bana bu konuda yardımcı olamadılar.Portaldan çıkıp internetten tanıdığım ve yüz yüze tanışmak için camide görüşme ayarladığım Elina ile buluşmak için camiye gittim. Taksiyle gidiyordum ve taksideyken annem ile babam beni aradı. Onlarla Türkçe-Osetçe karışık bir şekilde konuşup telefonu kapattıktan sonra taksici hemen Türkiyeli Oset misin diye sordu ve benden para almayacağını söyledi. Elina’nın yanında önceki hafta Cuma günü birlikte Ştır Nıhaş’ın dil kursuna gittiğim arkadaşım Zalina da vardı. Zalinayla yarın yine dil kursuna gideceğimizi konuşurken, Elina da o kursa katılmak istediğini söyledi ve yarın için hep birlikte kursa katılmak için sözleştik.
29 Mayıs 2019
Dil kursunun olduğu binanın önünde buluşup birlikte derse girdik. Odaya girdiğimde dil kursunu yöneten hoca bana resmimi gördüğünü ve Tsoriti Roza’nın ona benden bahsettiğini anlattı. Ortak tanıdıklarımızın olduğunu öğrenip derse başladık. Derste birçok yeni kelime öğrendim ve yeni öğrendiğim kelimelerle liste oluşturmaya başladım. Ayrıca bize bir de hikâye okudu ve anlayıp anlamadığımızı ölçmek için hikâyeyi anlatmamızı istedi. Benden İron lehçesi ile değil de Digoron lehçesi ile anlatmamı istedi. Herkes Digoron lehçesi ile konuşmamı kabul ederse sanırım İron lehçesini öğrenmem biraz zor olacak. :)
Dil kursundan çıkıp Elina ve Zalina ile birlikte iftar açmaya camiye gittik. Caminin önüne çadır kurulduğunu gördüm. Ramazanın son haftasında camiye çadır kurulup farklı misafirler ağırlandığını öğrendim. Yarın gelecek olan misafirler arasında gayet iyi tanıdığım biri olacağını henüz bilmiyordum.
30 Mayıs 2019
Bu sabah enstitüde “pres konferansı” dedikleri bir konferans düzenlendi. Didemle benim buraya niçin geldiğimizi, tez konularımızı ve burada yapmak istediklerimizi anlattığımız sunumlar hazırladık. Didemin sunumundan sonra sıra bana geldi ve sunumumu Osetçe yapmaya çalıştım. Osetçe başladım konuşmama ama terimleri tercüme etmekte zorlandığımdan dolayı İngilizce devam etmem anlayışla karşılandı. Tartışma kısmını ve soruları ise Osetçe cevaplamayı başardım. Sunumumdan sonra birçok kişi ile tanıştım, aralarında SOGU'da Almanca Dil ve Edebiyat fakültesinin başkanı Janna da vardı. Kendisi özel olarak benim sunumum için gelmiş enstitüye. Yeni fikirler, okumam gereken yeni makaleler, irtibata geçebileceğim ve konuya hâkim yeni isimler verildi bana.Akşama iftara tekrar camiye gitmeye karar vermiştim. Çıkmak üzereyken Tsoriti Viktor beni aradı ve soy ağacını benim için temize çektiğini söyledi. Birlikte Osetya’daki Rus devlet arşivine gitmeye karar verdik. Onun bir tanıdığı orada çalışıyormuş ve bana belki Türkiye’ye giden dedelerimiz hakkında bilgi bulmakta yardım edebileceğini söyledi. Camiye ulaştığımda bugünün misafirinin Cumhurbaşkanı Bitarov olduğunu öğrendim. Yemekten sonra her zamanki gibi kızlarla kahve içmeye çıktığımızda ise Kültür Bakanı Tsutsiti Aslan’ın da orada olduğunu fark ettim. Tsutsiti Aslan buraya gelmemi sağlayan ve kültür programı süresince gittiğimiz bütün basın konferanslarında beni konuşmaya çıkaran kişiydi. Kendisi çok sempatik ve bilimsel yayınlar yapan birisidir. Geldiğimden beri onunla da görüşmek istiyordum ama ona nasıl ulaşacağımı bilmiyordum. Yanına hemen gitmeye çekindim, sonuçta en son iki sene önce sadece bir hafta boyunca görüşmüştük ve beni hatırlamayacağını düşündüm. Ama yine de şansımı deneyip, beni hatırlamasa bile kendimi yeniden tanıtırım diyerek yanına gittim. Beni hatırlayıp beni gördüğüne çok mutlu olduğunu söylediğinde bütün korkularımın boşuna olduğunu anladım. Biraz sohbet edip beni bakanlığa davet etti, bunun için önümüzdeki hafta bir gün ayarlamaya karar verdik.