Misafir Yazar
Kuzey Osetya-Alanya Cumhuriyeti İzlenimleri / Dr.Didem Çatalkılıç
Giriş:
2018 yılı 2214-A Yurt Dışı Araştırma Burs Programı (Doktora öğrencileri için)’nın 1. dönemine yaptığım başvurunun olumlu sonuçlanması üzerine TÜBİTAK Bilim İnsanı Destek Programları Başkanlığı (BİDEB)’nın sağladığı bursla Rusya Federasyonu Kuzey Osetya-Alanya Cumhuriyeti başkenti Vladikafkas’a gittim. Vladikafkas’ta yaşadığım 19.01.2019-27.08.2019 tarihleri arasında hem Rus Bilimler Akademisi’ne (RAN) bağlı V. I. Abaev Kuzey Osetya Beşeri ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü’nde (SOİGSİ) misafir araştırmacı olarak bulundum hem deKosta Hetagurov Kuzey Osetya Devlet Üniversitesi’nde Rusça dil eğitimi aldım. Bu süreçte elbette ilk hedefim bilimsel çalışmalarım için gerekli araştırmaları sürdürürken, hem bölgedeki bilim insanlarıyla tanışmak hem de coğrafyayı ve coğrafyanın insanını tanımak için etkinliklere katılmak, müze ve yerleşim birimleri ziyaretleri yapmaktı. Elbette bu noktada 2011 yılında yüksek lisans tezimi hazırladığım esnada Rus dilinin öğrenimi için Milli Eğitim Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’nce sağlanan Rusya Federasyonu Hükümeti bursu sayesindeTula şehirindeki Lev Nikolayeviç Tolstoy Tula Devlet Pedagoji Üniversitesi’nde aldığım dil eğitimi bana avantaj sağladı. Kuzey Osetya-Alanya Cumhuriyeti’nde bulunduğum sırada dil bilmenin getirdiği avantajla gerçekleştirdiğim tüm etkinlikleri tuttuğum günlük vasıtasıyla bugün sizlere ulaştırabiliyorum.
Kuzey Osetya-Alanya Cumhuriyeti’nde Müzeler:
Kuzey Osetya-Alanya Cumhuriyeti’nde bulunduğum sürede pek çok müzeyi ziyaret ettim. Müze ziyaretlerime 24.01.2019 tarihinde Kosta Hetagurov Kuzey Osetya Devlet Üniversitesi’nde bulunan Muzey Drevnostey Alanii’den başladım. Müzede Osetya’da yapılan kazılardan elde edilen İskit, Sarmat, Alan dönemine ve Koban kültürüne ait tarihi eserleri görmek mümkün.
26.01.2019 tarihinde ilk önce Butırin sokağındaki Dom-Muzey Hetagurova’yı ziyaret ettim. Fotoğraf çekmenin yasak olduğu bu müze evde 1901-1902 tarihleri arasında yaşayan Hetakatı Kosta’nın (1859-1906) yatak odası ve çalışma masası gibi özel eşyaları bulunmakta.
Aynı gün ziyaret ettiğim diğer bir müzeyse Mir caddesindeki Natsionalnıy Muzey oldu. İki katlı bu müzenin ilk katında Koban kültürü, İskitler, Alanlara ait tarihi eserler; Osetlerin 15.-18. yüzyılda kullandığı günlük eşyalar, kıyafetler, geleneksel Oset evlerinin iç mimarisine ait eşyalar bulunmakta. Müzenin yine birinci katında silahlar (kama, kılıç, mızrak ve ateşli silahlar) için bir alan ayrılmış. Müzenin ikinci katına çıktığınızda resim sergisiyle karşılaşıyorsunuz. Çoğu kara kalem çalışmalar Oset köylerini, Oset tipolojisini, Oset danslarını, Oset-Nart mitolojisini, ünlü Oset ressam ve şairleri, Osetlerin ataları Alanların Moğollarla mücadelesini, Bizans-Alan ilişkisini, 1749’da St. Petersburg’a giden Oset heyetini, Hacı Murat’ı, Hetakatı Kosta’nın şiir ve hikayelerinin illüstrasyonunu, Sovyet dönemini, Güney ve Kuzey Osetya-Alanya Cumhuriyetleri’nin devlet arması olan parsı konu edinmiş. Müze içerisinde görece küçük bir kitap ve hediyelik eşya satış birimi de mevcut.
10.02.2019 tarihinde Kirov sokağındaki Muzey İstoriya g. Vladikavkaz’ı ziyaret ettim. Şu an müze olan bina 1909-1918 yılları arasında Terek gazetesinin basımı için kullanılmış. Müzenin birinci katı gazete çalışanlarının masaları ve baskı işlemleri için kullanılan aletler sergileniyor. İkinci kata çıktığınızda bir odada Vladikafkas’ın yere yapılmış haritası var. Siz harita üzerinde yürüdükçe farklı ses ve müzikler veriliyor. Bu kat tamamen Osetya tarihine ayrılmış. 18., 19. ve 20. yüzyıl Osetyasını anlatan pek çok resim, harita ve rapor var. 20. yüzyılın başında yazılmış kitaplar ve açılmış okullara dair fotoğraflara ek olarak 2. Dünya Savaşı için özel bir bölme yapılmış.
14.04.2019’da Botoev sokağındaki Muzey Osetinskoy Literaturı im. K. L. Hetagurov’u ziyaret ettim. Müze Oset alfabesinin farklı dönemlerine dair kesitler sunuyor.
06.05.2019 tarihinde Lenin sokağındaki Otdel Prirodı’yı ziyaret ettim. Müze Kuzey Osetya-Alanya Cumhuriyeti’nin haritalarını ve faunasına dair örnekleri barındırıyor.
01.06.2019-31.07.2019 tarihlerinde doktora tez konum olan Mozdok’u ziyaret ettim. Kirov sokağındaki Mozdokskiy Kraevedçeskiy Muzey tezim için gerekli görsel malzemeyi elde etmemi sağladı. Müzede hem Mozdok hem de Kafkasya tarihine dair pek çok şey bulmanız mümkün. Mozdok’un Kafkasya tarihinde oynadığı rol müzede de kendisini göstermiş.
17.07.2019’da Hristiyan Digoron Osetlerin yaşadığı Digora’yı ziyaret ettim. İstoriko Memorialnıy Muzey İmenı G. Tsagolova Kuzey Osetya-Alanya Cumhuriyeti’ndeki en güzel müzelerden birisi. Oset kültürüne dair etnografik malzemelerin yoğun olarak bulunduğu müzenin bir odası Osetlerin daha önce kullandığı araç gereçlere ayrılmış. Müzenin bir kısmındaysa Digorya bölgesindeki arkeolojik kazılar sonucunda bulunan tarihi eserler sergileniyor. Müzenin hemen yanında Georgi Aleksandroviç Tsgalov’un doğduğu ev hala duruyor.
19.07.2019’da, Vladikafkas’a 40 dakika uzaklıktaki Alagir’de Upravlenie Kulturı Alagirskogo Rayona Muzey’i ziyaret ettim. Müzede, bölgede yapılan maden araştırmalarına dair materyaller, gündelik hayatta kullanılan araç gereçler bulunmakta. Bir müze daha vardı. Ancak kapalı olduğu için ziyaret edemedim.
30.07.2019 tarihinde Vladikafkas’a 30 dakika uzaklıktaki Ardon’a gidip, Lenin sokağındaki Muzey İstorii, Kulturı i Narodnogo Obrazovaniya’yı ziyaret ettim. Müzede, Oset köy hayatında kullanılan eşyalar hem Rusça hem Osetçe isimleri yazılmış şekilde sergileniyor.
Başkent Vladikafkas (25 Nisan 1784-):
Vladikafkas birbirini kesen adeta cetvelle çizilmiş sokaklara sahip düzenli bir şehir. Şehirdeki yapılar apartmanlardan ziyade tek katlı. Tek katlı bu evlerin bir büyük bir de küçük kapısı mevcut. Evlerin kapılarında bazen Kafkasya’ya dair çizimler görebilirsiniz.
02.02.2019 tarihinde yaptığım yürüyüşte yazar Mamsiratı Dabe (Mamsurov) (1909-1966) çocuk kütüphanesiyle karşılaştım. Mamsiratı Dabe’nin yazdıkları Osetya’da halen sahnelenmekte. Kütüphanenin tam karşısındaki alanda Vladikafkas’ı 21-23 Mayıs ve 10-11 Ağustos 1829’da ziyaret eden Rus yazar Puşkin’in heykeliyle karşılaşıyorsunuz. Burdan sonraki durağım 1843 yılında kurulan Aziz Grigor Ermeni Apostolik Kilisesi oldu. Kilisenin hemen ardından Ştıb meydanına çıkıyorsunuz. Meydanda mitolojik bir figür olarak Vladikafkas’ın kurucusu kabul edilen Buguytı Dzaug (Bugulov)’un heykeli ve 1830’lu yıllardaki Vladikafkas haritası yer alıyor. Ayrıca 1781 yılında Osetleri ziyaret eden Rus Bilimler Akademisi üyesi Alman Yarbay Şteder’in Terek kıyısında kurulan bir Oset köyünün varlığı hakkında seyahatnamesinden alınmış bir cümle taşın üzerine işlenmiş halde duruyor.
09.02.2019 tarihinde yaptığım yürüyüşte Kosta Hetagurov sokağındaki Mavi Kilise ya da Madı Meryem adıyla anılan kiliseyi ziyaret ettim. Kilise bahçesinde Hetakatı Kosta, Blitı Mark (Bliev), Abaytı Vasili (Abaev), Tabehsaytı Vladimir (Thapsaev), Gusoytı Feodor (Gusov), Kubadi (Kulov) gibi farklı alanlarda Osetya’ya hizmet etmiş önemli isimlerin mezarları bulunmakta.
Vladikafkas kuruluşundan itibaren Yunan, Ermeni, Gürcü, Oset ve Rus gibi farklı milletlere ev sahipliği yapmıştır. Bugün nüfus her ne kadar ağırlıklı olarak Oset ve Rus olsa da, farklı milletler yaşamaya devam ediyor. Günümüzde bu toplumlar Yunanlar, Katolik Ermeniler Vladikafkas’ta STK’lara sahip.
Vladikafkas’ta 04.03.2019’da Alan; 16.04.2019’da Sarmat; 17.04.2019’da İriston ekiplerinin keyifli gösterilerini seyrettim.
12.07.2019’da Gogiçatı İzolde’nin (Gogiçeva) Kirov sokağındaki mağazasını ziyaret ettik. 50 yıldır gelinlik diken Gogiçatı İzolde, bir gelinliğin yaklaşık bir ayda yapıldığını; Oset gelinliklerindeki düğme sayısının 11-15-17-19 gibi tekli sayılar olduğunu ve gelinliğin kollarının ya bilekten ya da omuzdan başladığını anlattı. Keyifli sohbeti için kendisine teşekkür ederim.
16.07.2019’da Alanya Vladikavkaz-Legion Mahaçkala maçına gittik. Maç esnasında doli ile tutulan tempoya Ирæттæ размæ (Osetler ileri) gibi Osetçe tezahüratlarlar eşlik ediyor. Kişiler sülale isimlerinin yazılı olduğu formalar giyiyorlardı.
04.08.2019’ta Vladikafkas’taki doğu mezarlığına gittim. Mezarlıkta Hristiyan ve Müslüman mezarlıkları ayrı alanlarda. Müslüman mezarlığı oldukça küçük. Müslüman mezarlarının tamamında İslam’ın sembolü ay-yıldız ve cami; Hristiyan mezarlarının ise yarısında haç işareti var. Pek çok mezar taşında fotoğrafla karşılaşmanız mümkün. Vladikafkas’ın farklı etnik gruplara ev sahipliği yapması mezarlıkta da kendini göstermiş. Rus, Gürcü, Ermeni ve Oset mezarları bulunuyor. Mezar taşlarında Kafkasya’ya dair etnografik öğeler ve Osetçe yazılarla sık sık karşılaşıyorsunuz.
Kuzey Osetya-Alanya Cumhuriyeti’nde Osetçe:
Kuzey Osetya Alanya Cumhuriyeti’nin resmi dili Rusça ve Osetçenin doğu diyalekti İroncadır. Bu nedenle Digoron Osetleri hem batı (Digoronca) hem de doğu diyalektini en iyi şekilde konuşuyorlar. İron Osetleri ise batı diyalektini ancak yavaş konuşulduğunda anlıyorlar. Gürcistan-Güney Osetya savaşları sonucunda Kuzey Osetya-Alanya Cumhuriyeti’ne yerleşen Güney Osetyalılar ise Osetçe, Rusça ve Gürcüce’yi birbirinden iyi derecede biliyorlar. Ancak Osetçe UNESCO’nun kaybolan diller listesinde yer alıyor. Süreç içerisinde bu durumun nedenlerini gözlemleme fırsatı yakaladım. Alagir, Ardon, Beslan, Çikola, Digora gibi yerleşim birimlerinde ve dağ köylerinde yaşayanlar sadece Osetçe konuşmayı tercih ederken (sadece sayıları Rusça söylüyorlar), Vladikafkas’ta yaşayanlar evleri haricinde Rusça konuşmayı tercih ediyorlar. Yukarıda zikrettiğim yerleşim birimlerinde ikamet eden Vladikafkas’a iş veya başka nedenlerle gelen kişilerse evlerine dönüş için araçlara bindikleri anda Rusça konuşmayı bir kenara bırakıp Osetçe konuşurken; yine aynı kişiler gün içinde Vladikafkas’a geldiklerinde Osetçe’yi bir kenara bırakıp Rusça konuşuyorlar. Bu durumu Alagir’e gittiğimde de deneyimledim. 19.07.2019 tarihinde Alagir’e yaptığım ziyaret esnasında bir genç Osetçe bir şeyler söyledi. Osetçe bilmediğimi söylediğimde saatin kaç olduğunu Rusça sordu. Bu yerleşim birimlerinde kişilerin yaşı kaç olursa olsun Osetçe konuşuyorlar.
Vladikafkas’ta doğup büyüyenler bugün ya hiç Osetçe konuşamamakta ya da çok az Osetçe konuşabilmektedirler. Pek çok ebeveyn çocuklarına “ne işe yarayacak”, “Rusçası aksanlı olur” gibi gerekçelerle Osetçe öğretmemektedirler. Bu duruma 18.05.2019’da Kosta Hetagurov Parkı’nda düzenlenen, 15 Mayıs Oset Dili ve Edebiyatı günü etkinliğinde tanık oldum. Bir araya gelen üç Oset bir süre Rusça konuştuktan sonra iki kişi biz neden Rusça konuşuyoruz dedi. Rusça konuşulmasının nedeni 40 yaşın üzerindeki üçüncü kişinin hiç Osetçe bilmemesiydi.
Osetçe’nin durumuna dair diğer bir gözlemimde Etnolager programında oldu.2014 yılından beri düzenlenen Etnolager (etnik kamp) Alanların İzinde programı Güney ve Kuzey Osetya-Alanya Cumhuriyetleri dışında yaşayan 18-35 yaş arası Osetlerin anavatanlarını görmeleri amacıyla düzenleniyor. 2019 yılında bu programa Rusya Federasyonu içinde yaşayan Osetlere ek olarak Almanya, Azerbaycan, Kazakistan, Suriye, Tacikistan ve Türkiye’den Osetler katıldı. 05.08.2019’da başlayan programa ben de dahil oldum. Program dahilinde belli noktaları gezdikten sonra Unal köyüne gittik. Köyde Güney ve Kuzey Osetya-Alanya Cumhuriyetleri’nin başkanlarının katıldığı bir tören düzenlendi. Tören esnasında başkanlar programın amacının dünyanın farklı noktalarında yaşayan Osetlerin anavatanlarını görmelerini ve Oset gençlerin tanışmalarını sağlamak olarak vurguladılar. Bu sırada Moskova’dan gelen gençlerden birisi Türkiye’den gelen Osetlerin Osetçe bilmediklerini ve Oset sülale isimlerini soyadı olarak alamadıklarını, soyadları söylendiğinde kimin kim olduğunu anlamadıklarını söyledi. Osetçe öğrenmek isteyen Türkiye’de yaşayan Oset gençlerse dil eğitimi için mevcut materyallerin Osetçe-Rusça olmasından yakınarak dil eğitimi için Osetçe-İngilizce materyallerin hazırlanması gerektiğini vurguladılar.
Tüm bunları göz önünde bulundurduğumuzda doğal bir sonuç olarak Osetçe bugün UNESCO’nun kaybolan diller listesinde yer almaktadır.
Yerleşim Birimleri Ziyaretleri:
İlk köy ziyaretimi 22.02.2019 tarihinde Koban köyüne gerçekleştirdim. En üst kısmında Kanukatı sülalesinin yaşadığı köyün girişinde bir ölü eviyle karşılaştım. Köyde Kanukatı sülalesine ait bir kule var. Kulenin konumu gelecek herhangi bir saldırıyı engelleyecek şekilde seçilmiş. Mindzayti Marat (Mindzaev)’ın evinde misafir olduk. Yemeğe başlamadan önce ev sahibi bir konuşma yaptı. Osetlerin kuft adını verdiklerini bu törenden sonra yemeğe geçtik. Akşamüstü Vladikafkas’a geri döndük.
01.06.2019 tarihinde doktora tez konum olan Mozdok’u ziyaret ettim. Sabah 09.00’da Vladikafkas tren istasyonunun karşısından bindiğim minibüs Beslan, Brut, Darg-Koh, Deyskoe, Malgobek ve Lukovskaya gibi yerleşim birimlerini geçtikten sonra saat 11.30’da Mozdok tren istasyonundaydı. Meydan, anıt ve müze ziyaretlerinden sonra müze-kafe olarak adlandırılabilecek Kafe-Kunaki’ye uğradım. İki katlı kafede geçmişte kullanılan ev araç gereçleri, silahlar, koşum takımları, eski paralar bulunuyor.
Mozdok gerçekten de adı gibi sağır orman. Hepsi tek katlı olan evleri ağaçlardan görebilmek pek mümkün değil. Ve görünüşe göre Mozdok kuruluşunda olduğu gibi hala farklı etnik gruplara ev sahipliği yapmaya devam ediyor.
15.06.2019 tarihindeyse Digoron Osetlerinin yaşadığı Çikola’yı ziyaret ettim. Yaklaşık 1 saatlik yolculuktan sonra Çikola’ya ulaştım. Tsorita Emine Şahingöz’le buluştuktan sonra Tsorita Taymuraz’ın evine uğrayıp oradan Tsorita İsa’nın evine geçtik. Sofraya oturduğumuzda sofranın başında oturan en yaşlı kadın tarafından yapılan kuft töreninin ardından 3 velibahın dizili olduğu tabaktan bir parça alması için en küçük erkek çocuk çağırıldı. Çocuğun bir parça yemesinin ardından biz de yemeğe başladık. Yemekten sonra mezar taşlarını fotoğraflamak için misafir olduğumuz evden Tsoriti Emine’yle ayrıldık. Tsorita ve Zoloyte sülalelerine ait mezar taşlarını fotoğrafladım. Akşama doğru Çikola’dan ayrılıp Vladikafkas’a geri döndüm.
17.07.2019’da Hristiyan Digoron Osetlerin yaşadığı Digora’yı ziyaret ettim. Digora sokaklarında taşların çapraz şekilde dizilmesine dayalı Oset mimarisi hala ayakta. Ayrıca Digora’da dünyaca ünlü Oset orkestra şefi Valery Gergiev adına bir park bulunuyor. Ardından mezarlığı ziyaret ettim. Mezarlıkta Osetçe yazıların olduğu pek çok mezar taşıyla karşılaşabilirsiniz. Digora dönüşü Vladikafkas sokaklarını fotoğraflamaya devam ettim. Hem heykeller hem de duvar resimlerini fotoğrafladım. Ardından portalı ziyaret ederek günü tamamladım.
21.07.2019’da, Dzivgis, Dargavs ve Fiagdon’u ziyaret ettim. Dzivgis’te Gunatı (Gutnov) sülalesine ait kule, ölü evi, eski mezar taşları ve Alanlar döneminden kalma kale mevcut. Dzivgis köyü Alan tarihi açısından önemli bir köy. Pek çok Alanın, Moğol ve Timur istilaları esnasında burada öldürüldüğü anlatılıyor. Etnografik bir kompleks olan Dargavs köyünde Mamsiratı sülalesine ait bir kule ve çok sayıda ölü evi var. Köy ölü evleri nedeniyle neredeyse her gün ziyaretçilerini ağırlıyor. Fiagdon’da Alanski Svyato-Uspenski Mujskoy Monastır ve kuleler var. Fiagdon diğer bölgelere göre daha fazla ziyaretçiye sahip. Turizm için güzel bir bölge.
26.07.2019’da Vladikafkas merkez pazarın önünden hareket eden dolmuşları kullanarak Gizel’i ziyaret ettim. Oset mimarisiyle inşa edilmiş pek çok ev hala ayakta. Mezar taşlarıysa Osetçe yazılmış.
Alagir, Ardon, Beslan, Çikola, Digora gibi yerleşim yerlerinde dikkatimi çeken şeylerden birisi ev sahiplerinin adının evlerin kapılarında yazıyor olmasıydı. Ayrıca bu yerleşim birimlerinden Çikola (çünkü Çikola’nın tamamı Müslüman) haricindeki evlerin kapılarında İrondin, Asdin ya da Uatsdin olarak adlandırılan son dönemde yükselişe geçen geleneksel Oset inancını temsil eden figürler mevcut.
Beslan Katliamı (01-03.09.2004):
1 Eylül 2004’te Dünya Barış Gününde gerçekleşen terör saldırısında Kafkasyalı farklı etnik gruplara mensup teröristlerce 3 gün boyunca 1127 öğretmen ve çocuk rehin alındı. Büyük çoğunluğu spor salonunda tutulan rehinelerin temel ihtiyaçlarını görmelerine dahi müsade edilmediği olaylar sonucunda çocuk, öğretmen, Rus güvenlik görevlisi (11 kişi) olmak üzere toplam 334 kişi hayatını kaybetti. Olaylar esnasında 31 terörist öldürüldü.
İlk Beslan ziyaretimi 12.06.2019’da yaptım. Önce katliamın yaşadığı 1 No’lu okulu ziyaret ettik. Okul yıkılma tehlikesi nedeniyle kapalı ve içeriye giriş yasak. Ancak duvarlarda katliamın izleri hala duruyor. Okulun bahçesinde katliamda hayatını kaybedenlerin isimlerinin yazılı olduğu panolar mevcut. Ardından katliam esnasında rehinelerin tutulduğu, günümüzde bir açık hava müzesine dönüştürülmüş spor salonuna geçtik. Basketbol potasını görür görmez o güne gittim. O gün teröristlerce o potaya ve salonun farklı noktalarına pek çok bomba yerleştirilmişti. Salonun duvarlarında hala kurşun izleri mevcut. Spor salonunda rehinelerin su dahi içmesine izin verilmediğinden kendi idrarını içen çocukların ruhları için kapağı kapatılmamış pek çok su şişesi var. Spor salonu pek çok farklı millet tarafından ziyaret edilmiş, ziyaretçi defterine kişiler duygu ve düşüncelerini yazmışlar.
Katliamda hayatını kaybedenler Şehrin Melekleri adlı mezarlığa defnedilmiş. Katliam esnasında 334 kişi hayatını kaybetti. Ancak mezarlıkta toplamda 246 mezar var. Çünkü 86 çocuk patlamalar esnasında yandığı için kimlik tespiti yapılamadı. Mezarlıkta 6-4-3-2 mezarlığın aynı platform üzerinde olduğunu gözlemledim. Çünkü bu kişiler aynı sülaleye mensuptu. Mezarların yönlerinde farklılıklar görebiliyoruz. Bunun nedeni Müslüman mezarlarının kıbleye dönük olması.
Her 1 Eylül tarihinde sosyal medyada yapılan paylaşımlarda sıkça karşımıza çıkan fotoğraflardan birisi de kollarını yukarıya doğru açmış kadın ve melek figürlü bir heykel. Söz konusu heykelin altında vücut bütünlüğü sağlanamamış cenazeler var. Heykelin altında yine spor salonunda olduğu gibi su şişeleri ve oyuncaklar bulunuyor. Yine mezarlıkta susuz kalan çocuklar için Ermeni çocuklar tarafından yaptırılan bir çeşme ve vefat edenlerin isimlerinin yazılı olduğu bir bölüm var.
Türkiye’de Digoron Osetlerinin meskun olduğu Yozgat’ın Boğazlıyan ilçesine bağlı Poyrazlı’da, Alan Kültür ve Yardım Vakfı ve köy muhtarlığının çabalarıyla 2017’de Beslan Melekleri Koruluğu ve Osetya’dan bisikletle Poyrazlı köyüne gelen Portal grubu tarafından bir anıt çeşme yapıldı. Yine bu katliamda yaşananların hafızalarda kalması için Beslan Çocukları adlı belgesel mutlaka izlenmeli. (https://www.youtube.com/watch?v=a3meaPcYxrg&feature=youtu.be). Anıt, belgesel gibi şeyler hafızayı ve beraberinde etnik kimliği güçlü tutmayı sağlamaktadır.
Beslan katliamı pek çok Oset’in hayatında derin izler bıraktı. Bugün Osetya’da her kimle konuşursanız konuşun mutlaka Beslan’da akrabasını, komşusunu veya arkadaşını yitirmiş. Beslan katliamı hem Güney Osetya-Alanya ve Kuzey Osetya-Alanya’da yaşayan Osetlerin hem de ABD, Almanya, Fransa, Kanada ve Türkiye gibi farklı ülkelerde yaşayan Osetlerin travmatik hafızasında geniş yer tutmaktadır.
Kuzey Osetya-Alanya Cumhuriyeti’nde Düğünler:
27.01.2019 tarihinde Budayte (Budaev) sülalesinin düğününe davet edildim. Düğüne yaklaşık 500-600 kişi katıldı. Digoron Osetlerinden olan bu sülalenin mensuplarının bir kısmıysa Balkarlara mensup. Bu nedenle düğüne Kabardey-Balkar Cumhuriyeti’nin başkenti Nalçik’ten Balkar Türkçesindeki söylenişiyle Budaylar sülalesinden 28 davetli katıldı. Salona ilk girdiğimde dikkatimi çeken sülalenin damgası oldu. Aynı damga Nalçik’ten gelen misafirlerden Buday Ali’nin saatinde ve ceket rozetinde de mevcuttu. Ancak yeri gelmişken belirtmeliyim ki Osetlerin aldar ve badelyat sülalelerinin çoğu bir damgaya sahip değildir. Çünkü Oset toplumunda damga feodal yapılanmadaki konum için bir gösterge değildir.
Osetya’da düğünler genellikle salonlarında gerçekleşiyor. Bu nedenle düğünlerin süresi de kısalmış. Ancak modernleşme olarak adlandırdıkları bu durumdan yaşlılar pek hoşnut olmadıklarından salon düğünlerine katılmıyorlar. Düğünlerin köyde yapılması gerektiğini söylüyorlar. Oset geleneklerine uygun olarak damat ve gelin düğüne katılmadı. Elbette salon mimarisi gelin ve damadın farklı alanlarda durması için müsait.
Kuzey Osetya-Alanya Cumhuriyeti’nde Bilimsel Araştırma Olanakları:
Kuzey Osetya-Alanya Cumhuriyeti başkenti Vladikafkas’taçeşitli kütüphane ve arşivler bulunmaktadır. Milli kütüphanenin oldukça zengin olan nadir eserler kısmı ve çağdaş Rusça pek kitabın bulunduğu katalogları vardır. Osetya’da çıkan tüm kitaplar hemen kütüphanenin kataloğuna dahil edilmektedir. Milli kütüphaneye ek olarak SOİGSİ’nin 1919’da Oset Tarih ve Felsefe topluluğu tarafından temelleri atılan 100 yıllık bir arşivi ve kütüphanesi vardır. Kütüphane aynı Milli kütüphanede olduğu gibi hem nadir eserler kısmına hem de çağdaş Rusça pek çok esere sahiptir. 25 Nisan 1784’te kurulan Vladikafkas, 1860’ta kurulan Terek Oblastı’na başkentlik yaptığı için Puşkin sokağında bulunan zengin bir devlet arşivine de ev sahipliği yapmaktadır. Söz konusu arşiv tüm Kafkasologlar için sadece Osetler hakkında değil Kafkasya’nın diğer halkları hakkında da arşiv belgeleri bulunmaktadır.
Yurt dışında misafir araştırmacı olarak bulunmanın en faydalı yanlarından birisi de farklı dallardaki bilim insanlarıyla tanışma olanağı sağlamasıdır. SOİGSİ’de bulunduğum esnada 3 ay süreyle adı geçen enstitüye misafir araştırmacı olarak gelen ve Osetçe üzerine çalışan Johann Wolfgang Goethe Üniversitesi doktora öğrencisi Tsoriti Emine ŞAHİNGÖZ’le tanıştım. Yaptığımız uzun sohbetler ve kendisinin tarafıma temin ettiği kitaplar doktora tezime katkı sağladı. Kendisine tekrar teşekkür ederim.
Sonuç:
Lisansüstü öğrencilere sağlanan burslar şüphesiz öğrencilerin hem kariyerine hem de kişisel gelişimine katkı sağlamaktadır. Kuzey Osetya-Alanya Cumhuriyeti’nde bulunduğum süre içerisinde hem doktora tezim için hem de gelecekte yapmayı planladığım çalışmalar için çok sayıda görsel materyal elde ettim. Kişilerin akademik çalışma yaptıkları coğrafyada yaşamaları ve bu esnada gözlem yapmaları çok önemli. Bu bağlamda bulunduğum süreçte Oset toplumunun kültürel mirası, sosyal hayatı, toplumsal hafızası ve dünyayı algılama tarzı üzerine fikir edindim.
Bu yazı TÜBİTAK-BİDEB 2214-A Doktora Sırası Yurt Dışı Araştırma Bursu sırasında edinilmiş gözlemlere, deneyimlere ve notlara dayanmaktadır.
E-mail: didem.catalkilic@hotmail.com