ARAŞTIRMA
1962 Küba Krizi; Castro ve Oset Issa Pliev
Fidel Castro 90 yaşında veda etti. Kuşkusuz Castro 20. yüzyılın en önemli şahsiyetlerinden biriydi.
Tv’lerde, basında Castro’nun hayatı ve onunla özdeşleşen Küba devrimi çok konuşuluyor ve daha uzun yıllar konuşulacak. Ben bu vesileyle, “1962 Küba Krizi” diye bilinen ve dünyayı 3. Dünya savaşının eşiğine getiren krizde Oset General İssa Aleksandroviç Pliyev’in rolü ve görevi ile ilgili bazı bilgiler paylaşmak istiyorum.
Issa Pliyev, 1903 yılında Kuzey Osetya’da Eski Batakyurt köyünde dünyaya geldi. 1922’de Kızılordu’ya katıldı, 1933’de Frunze Subay Akademisi’ni, 1941’de de Harp Akademisi’nden mezun oldu ve Kurmay Albay oldu.
Süvari Tümen Komutanı olarak Büyük Anayurt Savaşı’na katıldı. Batı, Güney-Batı, Güney, Moskova, Stalingrad cephelerinde Almanlara karşı, Uzak Doğu cephesinde Japonlara karşı savaştı. Savaş devam ederken Tümgeneral oldu.
Kişisel cesaret ve kahramanlığının yanı sıra, İssa Pliyev’in bir asker olarak önemi komuta ettiği Süvari birlikleri ile Mekanize –tank- birliklerin birleştirilmesini sağlayan ve bunun çok başarılı sonuçlarını alan ilk komutan olmasıdır.
Savaş sona erdiğinde Korgeneraldi ve 2 Sovyetler Birliği Kahramanı, 6 kez Lenin nişanı, 3 kez Kızıl Bayrak nişanı, 2’şer kez Kutusov ve Suvarof nişanları, 1 kez de Ekim Devrimi nişanı almıştı.
1962 yılına kadar Kızıl Ordu içinde değişik alanlarda komutanlık yaptıktan sonra, İssa Pliyev 5 Temmuz 1962 tarihinde Savunma Bakanlığı tarafından Küba’daki Sovyet Askeri Birlikleri Komutanlığı’na atandı. 12 Temmuz 1962’de bir Afrika ülkesi Gine üzerinden “Sovyet Tarım Uzmanı” kimliği ve pasaportu ile Küba’ya uçtu. Gerçek kimliğini Fidel Castro ve Fidel’in o günlerde Moskova’da bulunan kardeşi Raul Castro’dan başka kimse bilmiyordu.
Ertesi günü askeri üsse Fidel Castro geldi ve tanıştılar ve sohbet ettiler. Pliyev, Castro’yu “Gerçek bir halk kahramanı, enerjik, sade, açık, mert, halkı üzerinde büyük otoritesi ve saygınlığı var” şeklinde tanımlayacaktır.
1962 Ağustos ayı içinde Sovyet gemileri değişik seferlerle silahlar ve orta menzilli füzeleri parça parça, tarım makinaları parçaları diye getirip büyük bir gizlilik içinde hazırlanan rampalara yerleştirdiler.
14 Ekim 1962’de Amerikan istihbaratı Küba’da Sovyet füzeleri bulunduğunu tespit etti.
22 Ekim 1962’de Amerikan Başkanı Kennedy, Küba’da Sovyet füzeleri bulunduğunu ve bunun Amerika’nın güvenliğini tehdit ettiğini açıkladı.
2 gün sonra da Amerika savaş gemileriyle Küba’yı ablukaya aldı.
Basın, Küba’da Amerika’yı vurmaya hazır 40 kadar Sovyet füzesi olduğunu yazdı ve Küba’ya yakın kentler boşaltıldı.
O tarihte, Küba’da nükleer silah taşıyan 100 Sovyet Askeri avcı ve bombardıman uçağı bulunuyordu.
Amerika Küba’yı işgale hazırlanırken İssa Pliyev, Küba’daki Sovyet Askeri gücü komutanı olarak Küba’nın savunmasını yapacaktı; ancak bu savaşın bir nükleer savaşa dönüşme ihtimali onu endişelendiriyordu.
Kennedy ve Kruşçev görüşmelere başladılar.
27 Ekim 1962’de, Pliyev’in bilgisi ve onayı dışında, Kübalı yetkililerin inisiyatifiyle Küba üzerinde uçan bir ABD U-2 uçağı düşürüldü.
Kennedy, soğukkanlı ve sağduyulu davranarak ve mutlaka cevap verilmesinde ısrar eden askeri yetkilileri dinlemeyerek karşılık vermedi ve “kaza” geçiştirildi.
Birkaç gün sonra, Kennedy ve Kruşçev, krizin sonra erdiğini ve anlaşma sağlandığını açıkladılar.
İssa Pliyev, Moskova’dan füze sistemlerinin sökülüp tekrar Sovyetler Birliği’ne getirilmesi emrini aldı.
İssa Pliyev, soğukkanlılığı ve sağduyusu sayesinde krizin bir nükleer savaşa dönüşmesini önlemişti.
Oysa tüm emir ve komuta kendisinde idi ve bir değerlendirme hatası ile dünya nükleer bir savaşla karşı karşıya kalabilirdi.
İssa Pliyev, 12 Mayıs 1963’te Moskova’ya döndü. Bu 10 ay boyunca Pliyev’in nerede olduğunu karısı dahi bilmiyordu ve o döndükten sonra öğrendi.
İssa Pliyev, 5 Nisan 1975 tarihinde vefat etti. Vladikavkaz Onur Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Kaynak: (M. A. Derkaçov, Özel Görev, 1994, aktaran Yılmaz Konak)