ARAŞTIRMA
Ortaçağ Avrupa’sında Feodal Sosyal Yapının Kökenleri
Milattan sonra ikinci yüzyılda Orta Asya steplerinin göçebe kavimleri Hindukuş Dağları’nı geçerek bugünkü İran içindeki kentleri yağmaladılar. Taktikleri çok sayıda atlı savaşçı, yanan oklar ve saldırıdan oluşuyordu. Şiddetli hücumları karşılarına çıkanları bozguna uğrattı. Onları sadece Sasaniler’in savaşçı ve atlarını zırhlandırmaları durdurabildi. Bu zırhlı atlılar (şövalyeler) hücumlara direndiler ve mızraklarla karşı saldırıya geçtiler. Savunma sistemi etkiliydi ancak çok maliyetliydi. Sadece savaşçıların ve atların zırhları değil, özel besinlerle beslenen atların kendileri de ayrı bir maliyet unsuruydu. Ek olarak savaşçıların sürekli eğitime tabi tutulmaları gerekiyordu.
Sasani yöneticileri bu zırhlı savaşçıları finanse etmek için onlara zırh ve at temin etmekten ve eğitilmeleri sırasında onlara destek sağlamaktan sorumlu toprak parçaları belirlediler. Bu düzenleme askeri elitin en üstte, köylü serflerin en altta olduğu feodal yapıya neden oldu.
Daha sonra bu zırhlı şövalyelik sistemi K.Karadeniz steplerine ve oradan da Avrupa’ya yayıldı. İrani bir dil konuşan Sarmatiler, bugünkü G.Rusya ve Ukrayna sınırları içindeki Scyntianları (İskitler) yerlerinden ettiler. Sarmatilerin toprakları Doğuda Han (Hun) İmparatorluğu’ndan Batıda Roma İmparatorluğu’na dek uzanıyordu. Diğer aldıklarına ek olarak Sarmatiler Çinlilerden dragon sembolünü aldılar.
Milatlan sonra üçüncü yüzyılda Sarmatiler Karadeniz üzerindeki Danube Irmağı yakınlarında Romalılar ile savaştılar. Sarmatiler yenildiler ancak savaşma güçlerini öylesine kanıtladılar ki barışın koşulları arasında 6000 Sarmati savaşçısının Roma Ordusu’na katılışı vardı. İmparator Marcus Aurelius bu savaşçıların 5500 kadarını Britanya’daki imparatorluğun kuzey sınırlarına Keltler’den gelen saldırılara karçı muhafız olarak gönderdi. Bu Sarmati kuvvetlerinin meydana getirdiği emeklilik köyü gibi bazı eserler bulundu.
Sarmati varlığını kanıtlayan başka bazı kültürel eserler de mevcuttu. Büyük bir olasılıkla Kelt dragon figürünün Sarmati kaynaklı olması mümkündür. Asıl ilgi çekici olan olasılık ise Arthur ile ilgili efsaneler ve Sarmatiler arasındaki ilişkidir. Sarmati dininde sunak taşa saplı bir kılıç kutsaldır. Arthur’un babası Uther Pendragon’du. Pendragon “dragonun kafası” demektir ve kalkan üzerindeki dragon kafalı sembolü işaret eder. Kanıtlar Sarmatilerin zırhlı atlıları ile yüzyıllarca ayakya kalan askeri bir kast yarattıları ve erken feodal dönemde liderlik sağladıklarını göstermektedir.
Referans: William H.mcNeill, Batı’nın Yükselişi: İnsan Topluluğu’nun Tarihi
Thayer Atkins’in sitesi için : http://www2.sjsu.edu/faculty/watkins/watkins.htm
Çeviri: Gökşin Demiral