ARAŞTIRMA
Etnonim (Etnik İsimlendirme) Üzerine Bir Değerlendirme
“Şeylerin isimlerini anlayabilen -demiş Plato- şeyleri de anlar”. Küçük büyük her ulus, tarihle gelişen ve bundan dolayı büyük değer taşıyan kendi etnik ismine sahiptir. Rusya’nın Avrupa kesimi antik dönemlerde Simeryalılar, İskitler, Sarmatlar, Alanlar ve Slavlar gibi pek çok değişik kabile tarafından mesken edilmiştir. Ama sonradan “Rusya” olarak değişen “Rus” kelimesi bu kabilelerin hangisinden kaldı?
Bu sorunun kesin bir yanıtı yok. Çözüm için gereken sabırlı çalışma sadece tarih ve dil bilimlerini değil diğer alanları da memnun edecektir. “Rus” teriminin çözümlenmesine ilişkin en büyük sorunun, bölgede yasamış ancak günümüzde var olmayan, İran dillerini konuşan toplumların etonomi, toponomi (bölge ismi), hidronomi ve onomastikleri (isim bilimi) olduğunu göz önünde bulundurmak gerekliliğidir.
Bir fikire göre, aynı bölgede birbirinin yerini alan kabileler, hiçbir kalıntı bırakmadan yok olmazlar. Her yeni kabile, bir öncekinden bazı özellikleri korur. Ancak başka bir görüşe göre: Ulus isminin etimolojik yapısı her zaman kökenini belirtmez. Çagdaş Slavik-Bulgar ulusu hala Türkçe kökenli etnonimini korumaktadır. “Toponimler -V.A. Serebriannikov belirtiyor- belirli dil kelimelerinden anlamsız kelimeler ortaya koyan kelime-oluşturma modelleri yaratabilir.” Bu fikir “Rus” kelimesinin kökenine direk etki eder.
Hiçbir ulus ebedi değildir. Bazıları kalıntı bırakmadan yok olur (yok edilen Avarlar gibi). Macarlar hala Urallar’dan getirdikleri dili konuşurken, Bulgar dilinde, kendi ismi dahil olmak üzere, Volga Bulgarları’ndan kalan sadece 3 kelime korunmuştur. Roma işgali süresince güçlü Latin diline rağmen İngiltere’de Anglo-Sakson dili korunmuştur. Fransızlar Cermenik Frenkler’den, Keltik Galya fiziksel formundaki, Roma kökenli dili miras almışlardır. Modern Osetce, Maddi kültürü Çerkes kültürünce bastırılan ve antropolojik anlamda da Çerkes olan bir İran dilidir.
Etnografi için ulusların komşularınca nasıl isimlendirildiklerini bilmek de önemlidir. Dışardan nasıl isimlendirildikleriyle, kendilerini nasıl isimlendirdikleri arasındaki farkı ayırt etmek gerekir. Tarihte kendini ve ülkesini yabancıların yaptığından farklı isimlendiren pek çok ulus örneği vardır. Yahudiler yabancılarla aralarında geçen konuşmalarda kendilerini İbri, “Hebrew” olarak isimlendirirken, kendi aralarında kabilelere özgü isimleri kullanırlar.M.Ö. 13. asırda, sığır çobanlığı yapan Yahudi kabileler, güney-güneydoğu Filistin’de, tanrı Yehova kültüyle birlikte “Tanrının çalışanı” anlamına gelen “İsrael” ismini kabul eden bir birlik kurmuşlardır.
Almanlar kendilerini Deutsch, ülkelerini de Deutschland olarak isimlendirirlerken, Ruslar onları Nemci, ülkelerini de Germania olarak isimlendirirler. Antik İranlilar, Sindhu nehrinin adını ülke adı-Hind olarak Hindistan’a aktarmışlardır. Bilge Plinius, Tacitus, Ptolemy Slavlar’ı Veneedi olarak isimlendirdi. Slavlar Cermen komşuları tarafından geç Orta Cağ’a kadar bu isimle anıldılar.
Genellikle, fethedenlerin etnonimi, fethedilen bölgenin adı haline gelir. Fethedenin zaptedilen bölgeye adını aktarmasına Franklar (Fransa), Langobardlar (LAngobardia), Bulgarlar (Bulgaristan) vb. örnekler verilebilir. Bunun tersi durumlarda yaygındır, fatihler bir önceki ulusun adını miras alırlar. Bu düşünce, bizim için “Rus” teriminin çözümü için anahtardır. Bu aynı zamanda, bir etnik grubun çökmesiyle, geride kalan küçük grupların daha önceki ismi yeni bir anlamla kullanmalarının da sonucudur. Eger etnonim asırlarca varlığını sürdürürse, modern zamanlarda var olan farklı grupların tümünü belirtir. Diğer gruplar ve uluslar hakkındaki bilgi kıt olduğunda, bir ulusun adı komşularını da kapsayacak şekilde yayılır. Bu nedenle 18. asıra kadar, doğu toplumları Ruslar tarafından Tatarlar ve Kuzey Kafkasyalı Çerkes olarak adlandırılmışlardır.
Akademisyen B.A. Rybakov, Etnonim kimliğinin oluşturulması üzerine önemli bir fikir ortaya koymuştur: “Ulusun adı sıklıkla, öncü kabile grubunun adından, hatta baskın ve çekirdek grupsa, tek bir kabilenin isminden çıkabilir.”
En büyük konu tabi ki ulusun adının sağlamlığı ve kalıcılığıdır. Kabile birliğinin adı, bir zamanlar lider olan kabilenin adından gelir ve birlik içindeki küçük kabilelerde gizlidir. Özellikle Sarmatlar ve İskitler buna örnektir. S.B. Veselovsky tarafından ifade edilen diğer bir düşünce ise: “ Eski toponomik terimlerin genel kuralları üzerine tartışmak mümkündür, daha büyük olasılık bunun değişerek yada bozularak korunmasıdır…”
Etnonimi daha sonraki katmanlardan “temizlemek”, kökenine uzanıp, çekirdeğe göz atmak denebilir.