Hayri Ata
Bizde Akraba Evliliği Neden Yasaktır?
Yerleşik tarım toplumlarında neden akraba evlilikleri yaygındır da göçebe, avcı ve savaşçı toplumlarda “yasak” tır? Bizler çoğu kez, “Bizde akraba evliliği yasaktır” deriz ve bundan da çaktırmadan bir övünme payı çıkarırız; ama haksız da sayılmayız.
Modern tıp bilimi akraba evliliklerinden olan çocukların “yabancı” ile evliliklerden olan çocuklara göre bağışıklık sistemlerinin daha zayıf olduğunu ve gerek doğuştan gerekse sonradan bazı hastalıklara daha fazla maruz kaldıklarını açıklıyor. Bu nedenle de modern tıp akraba evliliğini, özellikle baba soylu evlilikleri tavsiye etmiyor.
Bizim uzak atalarımız akraba evliliğini yasaklarken, kuşkusuz, doğan çocuklarla ilgili gözlemlerinin de payı olmuştur ancak esas neden bu değildir. Sürü yetiştiriciliği ve avcılıkla geçinen göçebe toplumlar yaşamlarını sürülerin ihtiyaçlarına göre düzenliyorlardı. Sürünün ihtiyacı sulak araziler ve geniş otlaklardır; ancak, aynı geniş bozkırda sulak araziler ve otlaklar sınırlıdır; aynı bölgede yüzlerce farklı boy, kabile, klan sürü beslemektedir ve doğal olarak aralarında "otlakları ve sulak arazileri paylaşım savaşları” çıkmaktadır.
“Göçebe ve savaşçı” boylar savaşçılıklarını daha çok birbirleri ile savaşarak geliştirip güçlendirdiler. Hiçbir boy bir diğerinin dostu değildir ama potansiyel düşmanıdır; çünkü “öteki”, eğer daha güçlü ve kalabalık ise, savaşarak zayıf olanın elindeki otlakları hatta sürülerini elinden alabilir.
Tarihçiler, göçebe ve savaşçı İskit, Sarmat ve Alanları “boylar konfederasyonu” olarak tanımlarlar. Bu demektir ki, güçlü boylar daha zayıf boyları egemenlikleri altına almışlar ve savaşı kaybeden taraf kazananın içinde erimiş ve zamanla onun boy adını benimsemiştir. Bu aynı etnik kökenden gelen farklı boylar için geçerli olduğu gibi farklı etnik kökenden olan boylar ve kavimler için de geçerlidir.
Burada, açıktır ki farklı boylar birbirleriyle evlilik yoluyla akrabalık ilişkileri kurarak kendilerine “müttefik” edinmekteler ve olası bir savaşta akraba boylar dayanışma içine girmekteler. Bu “farklı boylar” arası evlilik giderek kural haline geldi ve aynı boydan genç erkek ve genç kızların evliliği, boyun güvenliği ve refahı açısından, kural dışı ve ardından “yasaklar” kapsamına alındı. (Tüm Ortaçağ boyunca komşu iki devletin kral veya imparator aileleri komşu ülke sarayına kız verip, alarak bir tür “müttefik” oluşturdukları da bilinen gerçektir.)
Uzak atalarımız bu yasağa kesinlikle uydukları için bu “adet” bir kültürel kod olarak günümüze kadar geldi.
Yerleşik tarım toplumlarında ise durum farklıdır; akraba evlilikleri yaygındır, daha doğrusu yazılı olmayan kuraldır. Bu da sahip olunan toprağın ve hayvanların evlilik nedeniyle başka “aşiretler, boylar” ile bölüşülmesini, paylaşılmasını engellemek içindir. Akraba evliliği sayesinde sahip olunan maddi zenginlik yine aile içinde kalmakta ve aşiretin veya boyun maddi olarak zayıflamasının, fakirleşmesinin önüne geçilmektedir.