Konu ile ilgili yaptığım araştırmalardan şu sonucu çıkardım: En azından beş bin yıldan beri Mezopotamya, Orta-Doğu, İran, Hint, Asya, Orta, Batı ve Kuzey Avrupa coğrafyalarında yaşayan halkların hikâyelerinin, kurulan ve yıkılan devletlerin, imparatorlukların, yaratılan uygarlıkların ve dinlerin önemli aktörlerinden biridir İskit-Sarmat ve Alanlar.
https://www.alanvakfi.org.tr/nart-destanlari-nasil-okunmaliKafkas sıradağlarının kuzeyi ile Karadeniz’i birbirinden ayıran ve Avrupa'ya doğru uzanan sahil şeridi; dağlara doğru uzanan sarp geçitler; sularını Kuban'a, Terek’e ve küçük ırmaklara doğru çeken vadiler dünyanın en eski halklar mozaiğini barındırmaktadır.
https://www.alanvakfi.org.tr/oset-nart-destanlariBazı, çoğunluk Türk kökenli, tarihçi-yazarların gerek kitaplarında gerekse internet sitelerinde yayınlanan yazılarında Alanların Türk boyları olduklarına ilişkin ciddi iddialar öne sürdükleri bilinen bir gerçek.
https://www.alanvakfi.org.tr/alanlar-turk-muRoma İmparatorluğu M.S. 100’lü yıllardan itibaren genişlemenin sınırlarına gelmiş ve artık elinde tuttuğu toprakları ve halkları idare etmekte zorlanmaya başlamıştı… Tarihte görülen tüm imparatorlukların ortak sorunu ile karşı karşıya idi: idare edemeyeceği kadar geniş bir alana yayılmış olmak… Ek olarak giderek artan bir şekilde Roma topraklarında yeni bir din yayılıyordu… İsa peygamberin taraftarları mantar gibi çoğalıyor ve yayılıyor...
https://www.alanvakfi.org.tr/avrupada-sarmat-alan-izleri-kral-arthur-ve-sovalyeleri-hakkinda-ii-Oset soyadlarının eski şekline geri dönüş meselesi uzun bir süredir tartışılmaktadır. Güney Osetya vatandaşlarının soyadlarının çoğu hala sonuna eklenen Rus “-ev” ya da “-ov” eklerinden oluşmaktadır.
https://www.alanvakfi.org.tr/koklere-dogru-uzmanlarin-oset-soyadlarina-donus-uzerine-gorusleriGeçtiğimiz yıllarda bir Osetya seyahatinde sokak satıcısından satın aldığım bu “tarihi roman”ı daha önce de okumayı denedim ama anlamak zor geldiği için “ileride okurum” diyerek bir kenara koymuştum. Geçenlerde bir daha okumaya niyetlendim; hayret edilecek kadar kolay okudum ve hiç anlama sorunum olmadı. Size çok beğendiğim bu kitap hakkında bilgi vermek ve düşüncelerimi aktarmak istiyorum. Romanın konusu, isminden de anlaşılacağı gibi, Kundukatı Musa...
https://www.alanvakfi.org.tr/bir-roman-terky-turkm-terekden-turkiyeyeTarihi yazanlar yapar. Tarihin gerçek aktörleri olan krallar, sultanlar, padişahlar, askerler, tüccarlar, zanaatçılar, din adamları, çiftçiler, köleler vs. “Şu yaşadıklarımızı, gördüklerimizi gelecek kuşaklara aktaralım” diyerek masa başına oturmadılar. Ya saraylarda görevli profesyonel yazıcılar oturup olan biteni emrinde çalıştığı kralın, sultanın, padişahın vs. hoşuna gidecek şekilde yazdılar ya da gezginler, tüccarlar, komşu ülkeler görevlileri...
https://www.alanvakfi.org.tr/tarih-ve-kimlikOset gelenekleri ve adetlerinin yüzlerce yıllık derin kökleri vardır. Bu gelenek ve adetlerin çoğu İskitler ve Alanlar dönemlerine kadar uzanır.
https://www.alanvakfi.org.tr/osetlerde-toplumsal-yasam-kurallariMuhtemelen dünyada en iyi bilinen efsane, Kral Arthur ve yuvarlak masa şövalyeleri efsanesi; yaklaşık 30 yıl önce insanların Kamelot tutkusuna şahit olmuştum. O yıllarda Dartmouth Üniversitesi’nde öğrenciyken “casque & gauntlet” (miğfer & eldiven) adlı bir derneğe katılmıştım.
https://www.alanvakfi.org.tr/iskityadan-kamelotaMÖ. 8000’de Mezopotamya'nın bataklık ve sazlık topraklarını kurutup yaşanılır hale getiren ilk yerleşikler arasında Alanlar da vardı.
https://www.alanvakfi.org.tr/alanlarin-osetler-kokenleri-ve-inanclariKafkasya’nın en eski halklarından biri olan Oset'ler bu bölgenin tam kalbini oluşturan topraklarda -Ana Kafkas Sıradağı'nın merkez kısmının her iki tarafinda bulunan dağ boğazlarıyla onlara bitişik düzlüklerde yaşamaktadırlar.
https://www.alanvakfi.org.tr/dunden-bugune-osetlerin-tarihiKuzey Osetya dağlarında 5 yıl boyunca seyahat ediyorum ve hala otantik yaşam tarzlarını koruyan yerel sakinlerin fotoğraflarını çekiyorum. Onlar, atalarınınkiyle aynı şekilde yaşıyorlar: dağların eteklerinde, Kafkasya'nın sert koşullarında, medeniyetin konforundan bilinçli olarak uzaklaşarak. 2012 yılından beri çalışmaya devam ettiğim ilk kişisel projem. Vatanımı, insanları ve geleneklerini anlatıyor. Bana destek olan herkese teşekkürler. Victor Ambalov...
https://www.alanvakfi.org.tr/igor-klepnevin-demir-adamlar-projesi1960 ve 70 li yıllarda, genellikle Ankara ve çevresinde yaşayan, Kafkaslı hemşerimizin büyük bir çoğunluğunun kulaklarında halen “Hii- Haaa!” ve ardından gelen “Huup” seslerinin çınladığını zannediyorum. Bu unutulmaz seslerin sahibini anmak ve göremeyenlere tanıtmak isterim. Kafkas dağlarının en yüksek tepesinden adını alan ve bu dağların kuzey yamaçlarındaki ruhu, esen tatlı rüzgârı Anadolu’ya taşıyan kişinin adı ELBRUZ idi. 1926 yılında...
https://www.alanvakfi.org.tr/gayttati-elbruz-gaytaoglu-1926-1977